11 Ocak 2014 Cumartesi
Santranç - Stefan Zweig -(Schachnovelle)
Hikaye New York'tan Buenos Aires'e yolculuk yapan bir deniz vapurunda yaşanır. Bir petrol zengini hırs yaparak gemideki satranç şampiyonu Mirko Czentovic'i partiye davet eder. Şampiyon nedense herkese karşı oynamak istiyordur. İlk partiyi beklendiği gibi rahatlıkla şampiyon kazanır.
Zenginimiz rövanş ister. Yine kaybedilmekte olan rövanş partisinin ortasında, oyuna Dr B. adında bir başka yolcu daha katılır remis çıkartır (beraberlik). Bunun üzerine yolcular tarafından Czentovic ile Dr.B arasında bir müsabaka organize edilir.
Müsabaka başlamadan Dr B. kitapta hikâyeyi anlatana satrancı nasıl öğrendiğini anlatır;
Gestapo tarafından bir otel odasında aylarca hücre hapsine kapatılmışken, bir sorgulama öncesi bekletildiği odanın duvarında asılan montun cebindeki kitabı çalmayı başarmıştır. Maalesef kitap beklediği gibi heyecanlı bir kitap değildir. Bir satranç kitabıdır. Kitaptaki kaydedilmiş oyunları satranç tahtası olmadan kendi kafasında oynamaya baslar. Satranç hücrede sıkıntıdan çıldırmak üzere olan Dr. B'nin hayatını kurtarmıştır. Ancak zamanla ölü nokta dediği kitaptaki bütün oyunları ezbere öğrendikten sonra, kitabı çalmadan önce hücredeki sıkıntıdan yıprandığı konumuna tekrar düşer. Bunun üzerine kafasında yeni partiler icat eder ve şizofrenik tarzda partileri sinir krizi geçirene dek kendi kendine karşı oynamaya başlar. Kişilik bölünmesi yaşar. bir beyaz ben, bir de siyah ben vardır içinde ve kaybeden hırs yapıp hemen rövanş istemektedir. 'Satranç zehirlenmesi' der buna. Bir kriz anında kendisini yaralar ve revir doktoru ruh hastası raporu verir ve sonunda hapisten salıverilmiştir. Gemide satranç şampiyonuna karşı ilk müsabakayı kazanır. Dr.B bütün şampiyonların partilerini ezbere bildiğinden Czentovic'in oynayacağı oyunları önceden hesaplıyordur. İkinci müsabaka sırasında Czentovic, karşısındakinin zamanla huzursuzlaştığını fark edince özenle yavaş oynamaya başlar ve Dr.B yine kriz geçirince parti yarıda kalır....
Okumadıysanız mutlaka okuyun.... ve hemen ardından bir arkadaşınızla satranç oynayın lütfen ... ;
Filmi de çekilmişti.... Bulursanız .... Türkçe altyazısı da var ....
Neden fakir ülkeler zengin ülkelere sermaye kaptırıyor ? Kısaca Çin örneği
Çin neden parasını endüstri ülkelerine yatırıyor.
Ya da kaptırıyor diyebiliriz.
Çin dünyanın en büyük kredi veren ülkelerinden biridir. Çok hızlı gelişen bir ekonomiye sahip olmasına rağmen biriken para sermaye olarak kendi ekonomisine akmamaktadır.
İlk bakışta anlaşılmaz bir durum. Küresel sermaye fakir ülkelerden zengin ülkelere akıyor. Oysa hızlı büyüyen ülkelerin çalışmaya hazır, üretime kazandırılabilecek genç nüfuslarını da göz önüne alırsak, büyümekte ama sermayesi zayıf ülkelerin, dünyanın her yerinden yatırım ve tüketim amaçlı krediyi ülkelerine çekecekleri düşüncesine kapılıyor insan. Ama bunun yerine biriktirdikleri sermayeyi neden daha zengin ülkelere gönderiyorlar öyleyse?
Çin bu alanda tek değil ve belki de en önemli ve çarpıcı örnek sadece. Brezilya, Tayland, Rusya, Hindistan, Meksika, Arjantin, Endonezya, Malezya ve Ortadoğunun petrol ihraç eden birçok ülkesi içinde durum hemen hemen aynıdır. Sermayesi zayıf ülkeler, sermayesi güçlü ülkelere kazandıkları, biriktirdikleri paralarını yatırmakta, yani ödünç vermektedirler. O kadar hızlı büyümelerine rağmen ve değişik alanlarda çok sayıda yatırım olanağı olmasına rağmen, birikimlerinin önemli bir kısmını yurt dışına çıkartmaktadırlar.
Cari denge fazlası veren bir ülke durumundadır Çin. Ödemeler dengesi fazlası vermektedir. Bu fazlalıklar sermaye olarak gelişmiş ülkelere kanalize olmaktadır.
Finans pazarlarının az gelişmiş olmasının da bu durumlara etkisi son derece yüksektir. Niteliksel ve niceliksel olarak birikimlerin güvenle ve yüksek getiriyle yatırılabileceği alanlar talebi karşılamaya yetmemektedir. Amerika gibi gelişmiş ülkelerde ise bu talebe yanıt verebilecek yatırım enstrümanları bu birikimleri mıknatıs gibi çekmektedir.
Karşılaşmalar
Bir mum diğer mumu tutuşturmakla, ışığından hiç bir şey eksilmez
Hz. Mevlana
‘Bir bardak suda fırtına koparmak’ deyimine yakın bir şey yapmış olursunuz aslında.
Böylece bardakta iki farklı ortam oluşur;
- Üstte az gıda ve bol enerji ile
- Altta bol gıda ve kıt enerji ortamı oluşur.
Terliksilerde tercihlerini yaparlar. Bir kısmı dipteki gıdaları daha iyi değerlendirebilirken bazıları da yukarıdaki bol enerjiyi tercih eder ve ışıktan yararlanırlar. Bardağın ortasında ise hareket yoktur.
Böylece iki farklı terliksi popülasyonu oluşturmuş olursunuz.
Bir süre sonra son yiyecek kırıntıları için yukarıda rekabet başlar, ama ışık şeklinde yeterince enerji vardır. Bardağın altında da son enerji kaynakları için rekabet başlar. Nüfus artışı ile kaynakların bölüşümü rekabeti getirir. Kaynaklar sonsuz değildir. Herkes uzmanlaşmaya ve rekabetin koşullarını en iyi şekilde yerine getirerek yarışta ayakta kalmaya çalışır. Gündelik dilimizle ifade etmeye kalkarsak, en hızlı koşucular, en iyi sporcular ve en akıllı, en eğitimli, en becerikliler ayakta, yani hayatta kalır. Ama durum altta ve üstte yine de sürdürülemezdir.
Sistem çöker.
Yukarıdakiler ışıkla fotosentez yaparlar ama gerekli aminoasitler ortamda yoktur ve gerekli proteinleri sentezleyemezler. Küçük kırıntı protein zincirleri sentezlemeye başlarlar. İstemeden çok sayıda ürettikleri bu protein zincirlerinden birisi de endojen opiatlar grubudur. Ve bunlar ortama yayılırlar.
Alttakilerde aminoasitlerden protein sentezleyeceklerdir ama bu sentezlemeye yetecek enerjileri yoktur. Onlarda endojen bir amino türünü, serotonin’i sentezlerler. (Mutluluk hormonu diye de bilinir. Nörotransmitter, nöromodülatör olarak işlev görür)
Alttakiler serotonin üretmeye başlarken yukarıdakiler de opiatlar üretmeye başlar. Terliksilerin yüzeylerinde reseptörleri vardır. Bu reseptörleri burun, dil ya da kulakla karşılaştırabiliriz. Böylece aynı ortamda kendilerinden farklı bir şeyler üreten farklı birilerinin de olduğunu fark ederler ve bunu son derece çekici bularak bu maddelerin ortamdaki yoğunluklarına göre izini sürer ve kaynağa doğru bu koku yolunu takip edip birbirlerine doğru hareket ederek ortada bir yerlerde buluşurlar.
Bunu gözlerinizle görebilirsiniz. Bardağın üst kısmı berraklaşır, alt kısmı da berraklaşır ve hepsi ortada buluşurlar. Bardağın ortasında yeşilimsimtrak ince bir çizgi oluşur.
Gerisini oradan numune alarak mikroskop altında izlemek gerekir. Ortada buluşan farklı yeteneklerdeki terliksi hayvanların hücre membranları birbirlerine değer, sonra kaynaşır ve bir tünel açılır. Buradan birbirleriyle enzimler, mitokondri hatta DNA vs. değiş tokuşuna girerler.
Aslında değiştikleri farklı ortamlarda edindikleri materyalize olmuş deneyimlerdir bir bakıma. Her uyum sağlama süreci aynı anda bir öğrenmedir. Bu işlem birkaç dakika gibi kısa bir sürede tamamlanır ve ayrılırlar. Bir bakıma her bir terliksi hayvan daha önce sahip olmadığı bilgilere ve donanıma sahiptir artık. Yani her iki tarafta kendisinden bir şey eksilmeden deneyimlerini paylaşmış ve zenginleşmiştir.
Kültürel farklılıklarımızı da zenginliklerimiz olarak algılayıp paylaşmak, birbirimize hoşgörülü olmak, birbirimizi anlamaya çalışmak, ikramlarda bulunmak hepimizi zenginleştirir kuşkusuz.
Terliksilerden öğreneceğimiz şeyler var ibret almasını bilirsek.
İnsan insana yük değil, can bedene mülk değil.
9 Ocak 2014 Perşembe
Park cezaları başka neler söyler.
Evli çifte vurup kaçan konsolos eşi çıktı
Beşiktaş
Bebek'te bir ciple seyir halindeki motosiklete çarptıktan sonra olay
yerinde durmayıp kaçan sürücünün İstanbul İsviçre Konsolosu Florian
Köppel'in eşi Andrea Köppel olduğu ortaya çıktı
http://gundem.milliyet.com.tr/evli-cifte-vurup-kacan-konsolos-esi-cikti/gundem/gundemdetay/05.02.2013/1665015/default.htm
anbul Bebek'te bir ciple,
seyir halindeki bir motorsiklete çarptıktan sonra olay yerinde durmayıp kaçan
sürücünün İstanbul İsviçre Konsolosu
Florian Köppel'in eşi Andrea Köppel
olduğunu öğrendik basından. Olayın şokuyla olay yerinden kaçtığı yönünde ifade
verdiği öğrenilen Andrea Koppel'in göz altına alınmadan savcılığa çıkarılacağı da
başka bir bilgiydi medyada yer alan. 34 JS 2612 plakalı motorsikletle
Arnavutköy yönüne doğru giderken uğradığı kazada eşi Doğan Durmuş İnal ile
birlikte yaralanan Filiz İnal'ın durumunun ağır olduğunu da öğrendik.
Diplomatlar ülkelerini temsil ederler. Ülkelerinin eğitilmiş, seçilmiş, bu temsil için layık görülmüş kişileridir diplomatlar ve davranışları ülkeleri hakkında da, ilkemize bakış açıları hakkında da fikir verir elbet.
Diplomatlar ülkelerini temsil ederler. Ülkelerinin eğitilmiş, seçilmiş, bu temsil için layık görülmüş kişileridir diplomatlar ve davranışları ülkeleri hakkında da, ilkemize bakış açıları hakkında da fikir verir elbet.
“ Bana
arabanı nereye park ettiğini göster, ben de sana ülkenin ne kadar yolsuzluk
içinde olduğunu söyleyeyim”
diyerek özetleyebileceğimiz bir savı iki Amerikalı bilim insanı New
York’taki diplomatların park yasaklarını çiğneme alışkanlıklarına bakarak
yaptıkları yoğun bir istatistik çalışmasıyla ortaya koymuşlar.
Sözgelimi Almanlar park cezalarını Türk meslektaşlarına göre daha çok göz ardı etmişler.
Sözgelimi Almanlar park cezalarını Türk meslektaşlarına göre daha çok göz ardı etmişler.
Amerika da doğru park etmek önemlidir. “Burada park etmeyi aklınızın ucundan bile
geçirmeyin - Don't even THINK about
parking here “ yazan, bizdeki “ Park
etmek yasak, Park yapmayınız, Garajdır park yapılmaz “ yazan uyarılara benzer bazı uyarılar
dışında genelde park işaretlerine pek rastlanmaz. Onun yerine kaldırım
kenarlarında değişik renklerde çizgiler vardır. Durma yasağı kırmızıyla, beyaz
kısa durmalar için, sarı yük indirme bindirme alanları gibi anlamlar içerir.
Amerika’ya ilk kez kısa bir gezi yapıyorsanız ve daha
önce bu konuyu araştırmadıysanız, size söylenmediyse, sarı çizginin yanına ‘ Ne güzel, boş bir park yeri ’ diyerek arabanızı park etmişseniz, geri
geldiğinizde arabanın sileceğinde bulduğunuz park cezasına şaşırabilirsiniz.
Tabi bu arada arabanızı çektirmedilerse.
New York’ta görev yapan diplomatlar yıllarca diplomatik dokunulmazlıklarından dolayı park cezası ödemek zorunda değillerdi ve diplomat plakalarıyla metropolün ortasında park ücreti ödemeksizin bu ayrıcalıklarını bedava park etmek için kullanmışlar. Elbette her diplomat bu ayrıcalığı kötü kullanmamış ya da sık olarak kötü kullanmamıştır. Ancak trafik cezası yazan memurlar arasında.
geri kalmış ya da adı yolsuzluklarla anılan ülkelerden gelen diplomatların bu ayrıcalığı kötü kullanarak park yasaklarını daha sık çiğnedikleri konusunda bir düşünce oluşmuş.
New York’ta görev yapan diplomatlar yıllarca diplomatik dokunulmazlıklarından dolayı park cezası ödemek zorunda değillerdi ve diplomat plakalarıyla metropolün ortasında park ücreti ödemeksizin bu ayrıcalıklarını bedava park etmek için kullanmışlar. Elbette her diplomat bu ayrıcalığı kötü kullanmamış ya da sık olarak kötü kullanmamıştır. Ancak trafik cezası yazan memurlar arasında.
geri kalmış ya da adı yolsuzluklarla anılan ülkelerden gelen diplomatların bu ayrıcalığı kötü kullanarak park yasaklarını daha sık çiğnedikleri konusunda bir düşünce oluşmuş.
Birer yolsuzluk (corruption)
uzmanı olan Columbia Business School’ dan Raymond Fisman ve California
Üniversitesinden Edward Miguel istatistik verileri kullanarak tamamen
matematiksel ve bilimsel olarak bu konuyu araştırmaya karar vermişler. (Ayrıca bu iki yazarın ‘Economic Gangsters’ adlı kitabını öneririm)
Verileri doğrudan New York belediyesinden istemişler. Belediyedekiler birilerinin bu konuyla ilgilendiğine oldukça sevinmişler ve severek yardımcı olmuşlar.
1997 Kasımından Ekim 2002 arasına değin yazılan 150,000 kadar park cezasını bilgisayara yüklemişler ve analiz etmişler. Bunların arasında ödenmemiş 18,000 milyon dolarlık park cezası bulunuyormuş. New York belediyesi için bile küçümsenmeyecek, önemsenmeyecek bir rakam değil.
Verileri doğrudan New York belediyesinden istemişler. Belediyedekiler birilerinin bu konuyla ilgilendiğine oldukça sevinmişler ve severek yardımcı olmuşlar.
1997 Kasımından Ekim 2002 arasına değin yazılan 150,000 kadar park cezasını bilgisayara yüklemişler ve analiz etmişler. Bunların arasında ödenmemiş 18,000 milyon dolarlık park cezası bulunuyormuş. New York belediyesi için bile küçümsenmeyecek, önemsenmeyecek bir rakam değil.
Park cezaları istatistikçiler için cezanın kesildiği
aracın plakası, hangi ülkenin diplomatına ait olduğu vs. gibi oldukça ayrıntılı
ve değerli bilgiler de içeriyormuş. Bu verilere göre yüzde 43 ile en sık park
cezası sarı çizgili yükleme alanlarına park edenlere yazılmış.
‘Kendisine verilen yetki ve
ayrıcalıkları kişisel çıkarları için kullanmak’ olarak tanımlayacak olursak yolsuzluğu, park yasağını çiğnemekle yolsuzluk
arasında ilişki kurmak zor olmasa gerektir. Araştırmacılar da diplomatların
araçlarını park etme davranışlarının ülkelerindeki yolsuzluklarla ilgili
ipuçları verebileceğini savından yola çıkmışlar.
Gerçekten de dünya bankasının ülkelerin yolsuzluk
haritasını çıkarttığı, belli kriterlere göre ülkeleri yolsuzluk sıralamasına
soktuğu ‘dünya saydamlık
istatistikleriyle -Transparency International’ karşılaştırıldığında bu sav
geçerliliğini istatiksel olarak kanıtlamış.
Almanlar diplomat başına yılda bir ceza alırlarken, Norveç, İsveç, Danimarka ve Kanada hiç kural çiğnememiş ülkeler arasında yer almışlar. Bu disiplinli kuzey ülkelerinin New York’ta da kurallara uyması pek şaşırtıcı gelmemiş araştırmacılara.
Ama Türk diplomatlar şaşırtmış. Türk diplomatlar da diğer Ortadoğulu meslektaşları kadar park yasaklarını çiğnemişler… Diplomat oldukları için dokunulmazlıklarından dolayı bu park cezalarını her ne kadar ödemeleri gerekmeyebilse de hiç geciktirmeden bu cezaları vaktinde ödemişler! Bu davranış Amerikalılar tarafından oldukça ilginç olarak değerlendirilmiş olsa gerektir.
Almanlar diplomat başına yılda bir ceza alırlarken, Norveç, İsveç, Danimarka ve Kanada hiç kural çiğnememiş ülkeler arasında yer almışlar. Bu disiplinli kuzey ülkelerinin New York’ta da kurallara uyması pek şaşırtıcı gelmemiş araştırmacılara.
Ama Türk diplomatlar şaşırtmış. Türk diplomatlar da diğer Ortadoğulu meslektaşları kadar park yasaklarını çiğnemişler… Diplomat oldukları için dokunulmazlıklarından dolayı bu park cezalarını her ne kadar ödemeleri gerekmeyebilse de hiç geciktirmeden bu cezaları vaktinde ödemişler! Bu davranış Amerikalılar tarafından oldukça ilginç olarak değerlendirilmiş olsa gerektir.
Park cezalarıyla ülkelerdeki yolsuzluk arasındaki
ilişki sadece New York’la sınırlı değil kuşkusuz. Benzer bir araştırma Londra’da
da yapılmış ve benzer sonuçlar bulunmuş.
(Londra’daki cezalar araçlara değil doğrudan elçiliklere yazıldığından New York’taki ceza tutanakları kadar ayrıntılı değilmiş. Yani her şeyi ayrıntılı tasarlamak ve not etmek aslında ne kadar önemli değil mi?)
Edward Miguel’e göre 2003 yılının ilk beşinde Libya, Suudi Arabistan, Nijerya, Gürcistan ve Çin var.
(Londra’daki cezalar araçlara değil doğrudan elçiliklere yazıldığından New York’taki ceza tutanakları kadar ayrıntılı değilmiş. Yani her şeyi ayrıntılı tasarlamak ve not etmek aslında ne kadar önemli değil mi?)
Edward Miguel’e göre 2003 yılının ilk beşinde Libya, Suudi Arabistan, Nijerya, Gürcistan ve Çin var.
Araştırmadan başka sonuçlar da çıkarmak mümkün olmuş. Park cezalarını etkileyen tek faktör ülkelerindeki yolsuzluk değilmiş. Ülkelerindeki ortalama gelir durumu, ABD ye karşı beslenen sempati ya da antipati de park yasaklarına uyumu etkiliyormuş bu araştırmaya göre. ABD ye antipatisi olan diplomatlar yasakları takmayıp daha sık çiğniyorlarmış.
Diplomatların New York’ta kalma süreleri de ceza
sayısını etkileyen bir diğer faktörmüş. Ne kadar uzun süre kalırlarsa yazılan
ceza sayısı da o kadar artıyormuş. Bir kere ceza yiyip te yanlarına kar
kaldığını, hiçbir şey olmadığını fark ettiklerinde park yasağı çiğneme oranları
yüzde 8 ila yüzde 18 arasında artış gösteriyormuş.
(Canı yanmayan adam ne kadar eğitimli olursa olsun raydan çıkabiliyor demek. Bu gözlemi ben de yapmış ve yazmıştım. Bakınız. )
http://www.gazetea24.com/makale_Egitim-sart_1187.html
New Yorklu memurlar diplomatik dokunulmazlığı olan diplomatlara karşı artık eskisi gibi çaresiz değiller. 2002 yılının başlarından beri belediye de elçiliklere baskı yapıyor ve elçilik başına verilen diplomatik plakaları kısıtlıyor. Sözgelimi bazı elçiliklin artık eskisi gibi 5 değil sadece 3 tane ayrıcalıklı plakası var artık. Ya da aracın çektirileceği, hatta ülkelerine yapılan Amerikan yardımlarının kısılacağı gibi üstü örtülü tehditler iletilebiliyormuş. Be önlemler hızla etkisini göstermiş bile. Diplomatların yasak çiğnemeleri hızla gerilemiş durumda. Sorun her ne kadar tamamen çözülmüş olmasa da oldukça azalmış durumda.
(Canı yanmayan adam ne kadar eğitimli olursa olsun raydan çıkabiliyor demek. Bu gözlemi ben de yapmış ve yazmıştım. Bakınız. )
http://www.gazetea24.com/makale_Egitim-sart_1187.html
New Yorklu memurlar diplomatik dokunulmazlığı olan diplomatlara karşı artık eskisi gibi çaresiz değiller. 2002 yılının başlarından beri belediye de elçiliklere baskı yapıyor ve elçilik başına verilen diplomatik plakaları kısıtlıyor. Sözgelimi bazı elçiliklin artık eskisi gibi 5 değil sadece 3 tane ayrıcalıklı plakası var artık. Ya da aracın çektirileceği, hatta ülkelerine yapılan Amerikan yardımlarının kısılacağı gibi üstü örtülü tehditler iletilebiliyormuş. Be önlemler hızla etkisini göstermiş bile. Diplomatların yasak çiğnemeleri hızla gerilemiş durumda. Sorun her ne kadar tamamen çözülmüş olmasa da oldukça azalmış durumda.
Görüldüğü gibi bir ülke kendi kurallarını uygulayacaksa, saygınlığını koruyacaksa bir şekilde uyguladığı yaptırımlarla bunu sağlayabiliyor.
Yolsuzluklar da yolsuzluk yapanların canını yakarak önemli derecede azaltılabiliyor.
Bu araştırmalardan hepimiz için çıkartılacak dersler var sanırım.
- Bakalım girişte alıntıladığımız medyada yer alan kaza ile ilgili gelişmeler nasıl seyredecek, medya ne kadar takipçisi olacak.
- Ankara’da da yabancı diplomatlarla ilgili benzer istatiksel veriler ve araştırmalar var mı?
- Varsa bu araştırmadan yabancıların bizim ülkemizle ilgili algıları hakkında ipuçları çıkartılabilir mi?
- Kendi milletvekillerimiz ve bakanlarımızın trafik cezaları, trafik polisine davranışları kendimizle ilgili algımızı etkiliyor mu?
- Kendimizin kendimizi algılayışımızla, yabancıların bizi algılayışı arasında bir ilişki var mı?
- Yapılacak neler olabilir? Ne türlü önlemler alınabilir?
- Sıradan vatandaşın trafikteki davranışları nasıl?
Gibi soruların yanıtını aramak istatiksel tezlere konu olabilir mi?
Aşağıda bu araştırmayla ilgili ulaşabildiğim tabloyu verdim.
New York’taki güncel durumla ilgili verilere ulaşamadım. Hobi olarak amatör ve bilimsel gazetecilik yapmaya çalışan biri olarak daha fazlasını araştırmak beni aştı. Ancak makalenin amacı da zaten bu konuyu derinlemesine irdelemek değil, bu konu üzerinde düşünmeyi ve fikir jimnastiği yapmayı sağlamaktı her zamanki gibi. Başladığım matematikle ilgili yazıların arasına, matematik ve istatistikle güncel yaşama nasıl bakılabileceğine, nasıl yorumlanabileceğine, matematiğin yaşamımızda nasıl yansımasını bulabileceğine değişik bir örnek vermek istedim
Umarım bu yazımda amacına ulaşmış ve benim gibi keyif almışsınızdır.
Azalan rakamlar azalan yolsuzluk katsayısını
göstermektedir
Diplomat başına yılda ödenmeyen park cezası (11/97 - 11/02)
|
||||
ÜLKE
|
Diplomat başına düşen çiğnemeler
|
Ülke başına düşen diplomat sayısı
|
1998 dünya bankası yolsuzluk indeksi
|
|
1
|
KUWAIT
|
246.2
|
9
|
-1.07
|
2
|
EGYPT
|
139.6
|
24
|
0.25
|
3
|
CHAD
|
124.3
|
2
|
0.84
|
4
|
SUDAN
|
119.1
|
7
|
0.75
|
5
|
BULGARIA
|
117.5
|
6
|
0.50
|
6
|
MOZAMBIQUE
|
110.7
|
5
|
0.77
|
7
|
ALBANIA
|
84.5
|
3
|
0.92
|
8
|
ANGOLA
|
81.7
|
9
|
1.05
|
9
|
SENEGAL
|
79.2
|
11
|
0.45
|
10
|
PAKISTAN
|
69.4
|
13
|
0.76
|
11
|
IVORY COAST
|
67.1
|
10
|
0.35
|
12
|
ZAMBIA
|
60.4
|
9
|
0.56
|
13
|
MOROCCO
|
60.0
|
17
|
0.10
|
14
|
ETHIOPIA
|
59.7
|
10
|
0.25
|
15
|
NIGERIA
|
58.6
|
25
|
1.01
|
16
|
SYRIA
|
52.7
|
12
|
0.58
|
17
|
BENIN
|
49.8
|
8
|
0.76
|
18
|
ZIMBABWE
|
45.6
|
14
|
0.13
|
19
|
CAMEROON
|
43.6
|
8
|
1.11
|
20
|
MONTENEGRO & SERBIA
|
38.0
|
6
|
0.97
|
21
|
BAHRAIN
|
37.7
|
7
|
-0.41
|
22
|
BURUNDI
|
37.7
|
3
|
0.80
|
23
|
MALI
|
37.4
|
5
|
0.58
|
24
|
INDONESIA
|
36.1
|
25
|
0.95
|
25
|
GUINEA
|
34.8
|
5
|
0.57
|
26
|
SOUTH AFRICA
|
34.0
|
19
|
-0.42
|
27
|
SAUDI ARABIA
|
33.8
|
12
|
-0.35
|
28
|
BANGLADESH
|
33.0
|
8
|
0.40
|
29
|
BRAZIL
|
29.9
|
33
|
-0.10
|
30
|
SIERRA LEONE
|
25.6
|
4
|
0.72
|
31
|
ALGERIA
|
25.2
|
13
|
0.70
|
32
|
THAILAND
|
24.5
|
13
|
0.26
|
33
|
KAZAKHSTAN
|
21.1
|
9
|
0.86
|
34
|
MAURITIUS
|
20.5
|
4
|
-0.20
|
35
|
NIGER
|
19.9
|
3
|
0.88
|
36
|
CZECH REPUBLIC
|
18.9
|
7
|
-0.35
|
37
|
LESOTHO
|
18.8
|
6
|
-0.03
|
38
|
BOTSWANA
|
18.5
|
8
|
-0.53
|
39
|
BHUTAN
|
18.4
|
5
|
-0.46
|
40
|
SRI LANKA
|
17.2
|
5
|
0.24
|
41
|
CHILE
|
16.5
|
14
|
-1.20
|
42
|
TUNISIA
|
16.5
|
11
|
-0.11
|
43
|
NEPAL
|
16.5
|
6
|
0.59
|
44
|
IRAN
|
15.7
|
20
|
0.63
|
45
|
FIJI
|
15.5
|
3
|
-0.20
|
46
|
ITALY
|
14.6
|
16
|
-1.00
|
47
|
LIBERIA
|
13.5
|
6
|
1.44
|
48
|
MALAWI
|
13.0
|
6
|
0.50
|
49
|
PARAGUAY
|
13.0
|
6
|
0.97
|
50
|
RWANDA
|
12.9
|
3
|
0.55
|
51
|
UKRAINE
|
12.9
|
14
|
0.89
|
52
|
SPAIN
|
12.7
|
15
|
-1.59
|
53
|
PHILIPPINES
|
11.5
|
20
|
0.26
|
54
|
GHANA
|
11.3
|
10
|
0.44
|
55
|
MAURITANIA
|
11.2
|
5
|
0.29
|
56
|
GUINEA BISSAU
|
10.8
|
10
|
0.82
|
57
|
ESTONIA
|
10.5
|
3
|
-0.49
|
58
|
MONGOLIA
|
10.2
|
5
|
0.28
|
59
|
ARMENIA
|
10.1
|
4
|
0.71
|
60
|
COSTA RICA
|
10.1
|
19
|
-0.71
|
61
|
COMOROS
|
9.9
|
3
|
0.80
|
62
|
TOGO
|
9.9
|
5
|
0.45
|
63
|
VIETNAM
|
9.8
|
15
|
0.60
|
64
|
GEORGIA
|
9.7
|
8
|
0.64
|
65
|
CHINA (PRC)
|
9.5
|
69
|
0.14
|
66
|
YEMEN
|
9.1
|
8
|
0.57
|
67
|
VENEZUELA
|
9.1
|
16
|
0.77
|
68
|
PORTUGAL
|
8.8
|
16
|
-1.56
|
69
|
UZBEKISTAN
|
8.8
|
5
|
0.98
|
70
|
MADAGASCAR
|
8.7
|
8
|
0.80
|
71
|
TANZANIA
|
8.3
|
8
|
0.95
|
72
|
LIBYA
|
8.2
|
9
|
0.91
|
73
|
KENYA
|
7.7
|
17
|
0.92
|
74
|
CONGO (BRAZZAVILLE)
|
7.7
|
6
|
0.99
|
75
|
CROATIA
|
6.5
|
9
|
0.33
|
76
|
DJIBOUTI
|
6.5
|
3
|
0.80
|
77
|
SLOVAK REPUBLIC
|
6.4
|
12
|
0.08
|
78
|
FRANCE
|
6.1
|
29
|
-1.75
|
79
|
INDIA
|
6.1
|
18
|
0.17
|
80
|
LAOS
|
6.1
|
9
|
0.70
|
81
|
TURKMENISTAN
|
5.8
|
4
|
1.13
|
82
|
PAPUA NEW GUINEA
|
5.5
|
3
|
0.70
|
83
|
HONDURAS
|
5.4
|
6
|
0.75
|
84
|
SLOVENIA
|
5.2
|
8
|
-0.83
|
85
|
KYRGYZSTAN
|
5.2
|
5
|
0.69
|
86
|
NICARAGUA
|
4.9
|
9
|
0.75
|
87
|
URUGUAY
|
4.4
|
11
|
-0.42
|
88
|
SWAZILAND
|
4.3
|
7
|
0.19
|
89
|
TAJIKISTAN
|
4.3
|
4
|
1.12
|
90
|
NAMIBIA
|
4.2
|
11
|
-0.24
|
91
|
MEXICO
|
4.0
|
19
|
0.39
|
92
|
ARGENTINA
|
3.9
|
19
|
0.22
|
93
|
SINGAPORE
|
3.5
|
6
|
-2.50
|
94
|
ROMANIA
|
3.5
|
10
|
0.38
|
95
|
UGANDA
|
3.5
|
7
|
0.62
|
96
|
HUNGARY
|
3.3
|
8
|
-0.69
|
97
|
MACEDONIA
|
3.3
|
4
|
0.30
|
98
|
BOLIVIA
|
3.1
|
9
|
0.41
|
99
|
PERU
|
3.1
|
9
|
0.17
|
100
|
HAITI
|
3.0
|
9
|
0.85
|
101
|
JORDAN
|
2.9
|
9
|
-0.21
|
102
|
BELARUS
|
2.7
|
8
|
0.60
|
103
|
BELGIUM
|
2.7
|
14
|
-1.23
|
104
|
CYPRUS
|
2.5
|
11
|
-1.38
|
105
|
GUYANA
|
2.3
|
5
|
0.26
|
106
|
AUSTRIA
|
2.2
|
21
|
-2.02
|
107
|
GABON
|
2.2
|
8
|
0.90
|
108
|
RUSSIA
|
2.0
|
86
|
0.69
|
109
|
LITHUANIA
|
2.0
|
7
|
-0.07
|
110
|
EL SALVADOR
|
1.7
|
10
|
0.27
|
111
|
POLAND
|
1.7
|
17
|
-0.49
|
112
|
GAMBIA
|
1.5
|
8
|
0.49
|
113
|
MALAYSIA
|
1.4
|
13
|
-0.73
|
114
|
TRINIDAD AND TOBAGO
|
1.4
|
6
|
-0.13
|
115
|
LEBANON
|
1.3
|
3
|
0.32
|
116
|
GERMANY
|
1.0
|
52
|
-2.21
|
117
|
ERITREA
|
0.8
|
3
|
-0.46
|
118
|
MOLDOVA
|
0.7
|
4
|
0.51
|
119
|
KOREA (SOUTH)
|
0.4
|
33
|
-0.11
|
120
|
DOMINICAN REPUBLIC
|
0.1
|
22
|
0.53
|
121
|
FINLAND
|
0.1
|
18
|
-2.55
|
122
|
GUATEMALA
|
0.1
|
9
|
0.63
|
123
|
NEW ZEALAND
|
0.1
|
8
|
-2.58
|
124
|
SWITZERLAND
|
0.1
|
10
|
-2.55
|
125
|
UNITED KINGDOM
|
0.0
|
31
|
-2.33
|
126
|
NETHERLANDS
|
0.0
|
17
|
-2.48
|
127
|
UNTED ARAB EMIRATES
|
0.0
|
3
|
-0.78
|
128
|
AUSTRALIA
|
0.0
|
12
|
-2.21
|
129
|
AZERBAIJAN
|
0.0
|
5
|
1.01
|
130
|
BURKINA FASO
|
0.0
|
5
|
0.51
|
131
|
CENTRAL AFRICAN REPUBLIC
|
0.0
|
3
|
0.55
|
132
|
CANADA
|
0.0
|
24
|
-2.51
|
133
|
COLOMBIA
|
0.0
|
16
|
0.61
|
134
|
DENMARK
|
0.0
|
17
|
-2.57
|
135
|
ECUADOR
|
0.0
|
9
|
0.74
|
136
|
GREECE
|
0.0
|
21
|
-0.85
|
137
|
IRELAND
|
0.0
|
10
|
-2.15
|
138
|
ISRAEL
|
0.0
|
15
|
-1.41
|
139
|
JAMAICA
|
0.0
|
9
|
0.26
|
140
|
JAPAN
|
0.0
|
47
|
-1.16
|
141
|
LATVIA
|
0.0
|
5
|
0.10
|
142
|
NORVEÇ
|
0.0
|
12
|
-2.35
|
143
|
OMAN
|
0.0
|
5
|
-0.89
|
144
|
PANAMA
|
0.0
|
8
|
0.28
|
145
|
İSVEÇ
|
0.0
|
19
|
-2.55
|
146
|
TURKİYE
|
0.0
|
25
|
0.01
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)