5 Ocak 2014 Pazar

Cinsiyete duyarlı eğitim modelleri




Eğitimde fırsat eşitliği derken cinsiyetlere duyarlı eğitim modelleri geliştirmezsek, bu eşitliği sağlamakta zorlanırız.
"Erkekler marstan, kadınlar venüsten " isimli kitabıyla John Gray cinselliğe özgü algılayış, tepki, iletişim farklılıklarını, beyinlerimizin farklı çalıştığını anlattı ve oldukça da ilgi çekti. Karşı cinsle olan ilişkilerimizi düzenlemekte, karşı cinsi anlamakta okuyucuya yeni ufuklar açtı.

Avrupa’nın klavye ve printer çağında yavaş yavaş bitişik yazıyı terkedip, klavye kullanımına ağırlık verdiği dönemde biz el yazısına geçmeye çalışırken, cinsiyete duyarlı eğitim modellerini tartışmak çoğumuza biraz utopik gelebilir. 





Bir teneffüs boyunca bir okul bahçesine göz atalım; Alanın yüzde kaçı erkek öğrenciler tarafından kullanılıyor, yüzde kaçı kız öğrenciler tarafından? Herhalde ortalama gözlem şöyledir: Erkek öğrencilerin daha çok futbol, basketbol gibi rekabetçi ve yarışmacı oyunlara, daha çok bedensel aktivite gerektiren oyunlara ve gruplar halinde oynanan oyunlara hevesli olduklarını ve daha geniş alanlara gereksinim duyduklarını; kız öğrencilerin ise daha çok bahçe kenarlarını, köşeleri tercih edip, sohbet/fiskos etmeyi, ya da yaş grubuna göre halka ya da saf olarak, tekerlemeli şarkılı oyunlar, ip atlama gibi erkek öğrencilere göre görece daha dar bir mekanda oynamayı tercih ettikleri bir kaba gözlem sonucu ortaya çıkar.



Erkeklerin taş devrinden beri gruplar halinde avlanmaları, yön ve harita konusundaki yeteneklerinin gelişmesine (At, avrat, silah) ; kadınların ise daha çok yerleşim yerlerinde, daha dar ve emniyetli alanlarda ocağı, çocukları beklemeleri, deriyi işleyip giyecek, takı vs. yapmaları, daha çok yemek için bitkilerle uğraşmaları (Evim, çocuğum, ocağım), cinslerin farklı yetenekler geliştirmelerine neden olmuştur muhtemelen. Sözgelimi kadınlar renklere daha duyarlıdırlar. Erkeklerin yön duygusu daha gelişmiştir. Kadın beyninde her iki yarı küreyi birleştiren Corpus Kallosum daha kalındır ve her iki yarı küre arasında daha güçlü bir iletişim sağlanmasına olanak sağlar.




Oynamayı tercih ettikleri oyunlar bile farklıdır. Toplumun kendilerinin önüne küçüklüklerinden beri koyduğu modeller bile farklıdır; Masallarda hep erkekler dünyayı fethetmeye çıkıp maceralar yaşarken, kızlar kulelerde beyaz atlı prensleri beklerler.

Çağın getirdiği teknolojilerle değişen sosyal yapı, cinsiyetlere göre davranış modellerini de değiştirmektedir kuşkusuz. Eğitimde fırsat eşitliği derken cinsiyetlere duyarlı eğitim modelleri geliştirmezsek, bu eşitliği sağlamakta zorlanacağımızı düşünüyorum. Cinsiyet özelliklerinden dolayı sunulan fırsatlardan eşit yararlanılamayacaksa , bu durumda fırsat eşitliğinden bahsetmek ne kadar doğru olur?

Kapalı bir ortamda, yani sınıfta gürültüsüz ve nispeten hareketsiz uzun süre oturmak kızlar için belki daha kolay uyum sağlayabilecekleri bir eğitim modeli olabilir. Ders veren hocanın cinsiyeti de belki konuyu nasıl anladığı ve öğrencilerine nasıl aktardığıyla ilgili olarak o dersi alan öğrencilerin cinsiyetine göre fark yaratıyor olabilir. Bu durumda bayan eğitici sayısının artışı erkek öğrencilerin başarısını azaltır mı? Kızların başarı oranının düşük olduğu branşlarda bayan eğitici sayısının arttırılması, kız öğrencilerin başarı oranını arttırır mı? Hangi cinsiyetlerin hangi tür derslerde daha başarılı olduklarını araştırıp, örneğin tanımlayıcı-anlatıcı (Narratif) ders kollarında , dakikada okunan kelime sayısı vs. konularında kızların üstünlükleri olabilir; Genel ön yargının aksine sayısal yeteneklerde fark olmayabilir; teknik konularda, bilgisayar kullanımında erkekler daha avantajlı olabilir...

Hepsinin tek tek araştırılması gerekir.

Bu özelliklerin bilimsel olarak araştırılıp, okul, derslik, hatta okul bahçesinin düzenlenmesinde bile cinsiyetlere göre ve katılımcı sorular ve anketlerle saptanacak gereksinimlere göre yeni mimariler, yeni düzenlemeler, hatta çağın gereğine göre farklı müfredat içerikleri ve cinsiyete duyarlı sunum tekniklerini hayal etmek, eğitimcilerimizin dikkatini bu konular üzerine de çekmeye çalışmak, Hala " Haydi kızlar okula " kampanyaları yapılan bir ortamda çok mu yüksek bir beklenti acaba?

Sonuçta geleceği, hakkını vererek yetiştireceğimiz yavrularımız inşa edecek ve eminim onlara bu beklentiler hiç de uçuk gelmeyecektir



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder