Yönetimbilimde Pareto yasası, Pareto dağılımı, Pareto prensibi, asgari çaba
İlkesi, Dengesizlik İlkesi olarak bilinen bu kural Richard Koch' un
bestsellerinden beri yaygın olarak 80/20 kuralı olarakta bilinir.
Ünlü İtalyan ekonomist Vilfredo Pareto (1848 - 1923)
İtalya’daki arazilerin % 80’inin halkın % 20 sinin elinde olduğunu gözlemlemiş.
Toplam servetin % 80’ine toplumun % 20 si sahip olmuş. Şaşkınlıkla İtalya' dan
başını kaldırıp diğer Avrupa ülkelerine baktığında da benzer bir tablo görmüş
Pareto.
Bu önemli kural azın/seyrekliğin yasası olarak ta bilinir. 80/20 oranı sembolik bir rakamdır, dengesizliği vurgular. Bu oran 51/49 dan 99/1 e kadar değişebilir teorik olarak ancak genelde dağılımın bu civarda olduğu gözlenmiş. Bu gözlemini 1896 yılında 48 yaşındayken " Cours d’economie politique " te yayınlamış.
Pareto’dan çıkartacağımız başka sonuçlar da var; gerek iş hayatı için gerekse günlük yaşantımız için:
- Boş zamanımızın % 80’ini tanıdığımız insanların %’20 si ile geçiririz.
- Telefon defterimizde kaydı olanların % 20’si ile görüşmelerin % 80’ini yaparız.
- Bir mekanda duvardan duvara halı döşeli olsun: Toplam yüzeyin % 20’si daha çok hırpalanır. Yani kare kare küçük parçalarla kaplayıp sadece yıpranan alanları değiştirebilirseniz daha karlısınız.
- Giysilerimizin % 20’sini zamanımızın % 80’inde giyeriz.
- Ticaret yapıyorsanız kazancınızın % 80’ini müşterilerinizin % 20’si sağlıyordur. Yani gelirinizin % 80’ini sağlayan % 20 müşteriye odaklanıp, zamanınızın çoğunu alan ve sorun çıkartan % 20’den kurtulmak gibi bir hedefiniz olabilir.
- Ürettiğiniz ürün/hizmetlerin % 20’si gelirinizin % 80’ini sağlıyordur.
- Okuduğunuz makalenin % 20’sinde işinize yarayan bilgilerin % 80’i vardır.
- Harcadığınız çabanın % 20’si ile sonuçların % 80’ini alırsınız.
- İlk saatler yapılırken saat ve yelkovanın yönüne göre belki yarı yarıya bir tercih vardı. Şimdiki yöne dair % 51’lik bir tercih bile zamanla arayı açmış ve bugünkü genel geçer saat yönü olarak % 100 oturmuş olabilir.
Pareto yasası bana göre trendlerin önemini de vurgular, bir bakıma ve önde olan yakaladığı ivme ile arayı açmaya devam eder.
- Önem ve sıklık açısından bir şirketin aldığı şikayetlerin % 20’sini çözmek şikayetlerin % 80 azalmasını sağlar.
- Karşılaştığınız şikayetlerin % 80’i personelinizin aynı % 20’sinden kaynaklanır.
- Müşteri şikayetlerinin % 80’i aynı ürün/hizmet/personel den kaynaklanır.
- Öğretmen derste zamanının % 80’ini aynı % 20 öğrenciye ayırır.
- Dünyanın en zenginleri listelerine bir bakın. ilk 10 kişi, ilk 100 kişi, ilk 1000 kişi...
İlk 3 üçünün servetinin toplamı sonraki kaç kişiye bedel?
- Bir de bu % 20’nin % 20’si, yani % 4’ü; Ve % 80’in % 80’i yani % 64’ü var.
- Önemli işlere odaklanıp, önemsizleri bir kenara koyamayanlar; Hem kendilerini yıpratırlar, hem zamanları yetmez, hemde başarıları çok uzun soluklu olmaz. Önemliyle önemsizi ayırdedebilmek, zaman yönetimi için de can alıcı bir kriterdir.
Bu listeleri böyle uzatmak mümkün. Bir kaç örnek paylaştım sadece.
Kendi iş hayatınızı ve günlük yaşantınızı gözden geçirmenizi öneririm.
Eğitimden sağlığa, sanayiden turizme, bir çok alana ,hatta günlük yaşantımıza
nasıl uygulanabilir acaba?
80/20 İlkesinin etkin kullanımı için can alıcı 2 nokta:
1- Size getirisi en yüksek ayrıcalıklı yüzde yirminin tespiti,
2- Bu yüzde yirmiyi hangi etkinlik ve verimlilikle gerçekleştirdiğinizin analizi.
Sizin iş tanımınızda onlarca konu yer alabilir. Bu durumda siz, kendinize en
yüksek getiriyi sağlayanlara yeteri kadar odaklandığınızdan emin olmalısınız.
Bu öncelikli % 20’ye odaklanmak hiçbir zaman kalan yüzde 80’in gözden çıkartılması
ya da ihmal edilmesi anlamına gelmemelidir. Etkili azınlıkla yoğun şekilde ilgilenirken, etkisiz çoğunluğun sizin daha az çabanızı gerektiren yollardan halledilmesini sağlamalısınız.
Her konuda ve ayrıntıda mükemmelliyetçi olmaya çalışmaktansa, önce düşünüp, planlayıp sonra işe başlayarak enerjinizi ve dikkatinizi işinizin % 20’sine odaklayarak sonucun % 80’ini almanız mümkündür. (Dokuz kere ölç, bir kere biç. Çin atasözü.)
Bu önemli kural azın/seyrekliğin yasası olarak ta bilinir. 80/20 oranı sembolik bir rakamdır, dengesizliği vurgular. Bu oran 51/49 dan 99/1 e kadar değişebilir teorik olarak ancak genelde dağılımın bu civarda olduğu gözlenmiş. Bu gözlemini 1896 yılında 48 yaşındayken " Cours d’economie politique " te yayınlamış.
Pareto’dan çıkartacağımız başka sonuçlar da var; gerek iş hayatı için gerekse günlük yaşantımız için:
- Boş zamanımızın % 80’ini tanıdığımız insanların %’20 si ile geçiririz.
- Telefon defterimizde kaydı olanların % 20’si ile görüşmelerin % 80’ini yaparız.
- Bir mekanda duvardan duvara halı döşeli olsun: Toplam yüzeyin % 20’si daha çok hırpalanır. Yani kare kare küçük parçalarla kaplayıp sadece yıpranan alanları değiştirebilirseniz daha karlısınız.
- Giysilerimizin % 20’sini zamanımızın % 80’inde giyeriz.
- Ticaret yapıyorsanız kazancınızın % 80’ini müşterilerinizin % 20’si sağlıyordur. Yani gelirinizin % 80’ini sağlayan % 20 müşteriye odaklanıp, zamanınızın çoğunu alan ve sorun çıkartan % 20’den kurtulmak gibi bir hedefiniz olabilir.
- Ürettiğiniz ürün/hizmetlerin % 20’si gelirinizin % 80’ini sağlıyordur.
- Okuduğunuz makalenin % 20’sinde işinize yarayan bilgilerin % 80’i vardır.
- Harcadığınız çabanın % 20’si ile sonuçların % 80’ini alırsınız.
- İlk saatler yapılırken saat ve yelkovanın yönüne göre belki yarı yarıya bir tercih vardı. Şimdiki yöne dair % 51’lik bir tercih bile zamanla arayı açmış ve bugünkü genel geçer saat yönü olarak % 100 oturmuş olabilir.
Pareto yasası bana göre trendlerin önemini de vurgular, bir bakıma ve önde olan yakaladığı ivme ile arayı açmaya devam eder.
- Önem ve sıklık açısından bir şirketin aldığı şikayetlerin % 20’sini çözmek şikayetlerin % 80 azalmasını sağlar.
- Karşılaştığınız şikayetlerin % 80’i personelinizin aynı % 20’sinden kaynaklanır.
- Müşteri şikayetlerinin % 80’i aynı ürün/hizmet/personel den kaynaklanır.
- Öğretmen derste zamanının % 80’ini aynı % 20 öğrenciye ayırır.
- Dünyanın en zenginleri listelerine bir bakın. ilk 10 kişi, ilk 100 kişi, ilk 1000 kişi...
İlk 3 üçünün servetinin toplamı sonraki kaç kişiye bedel?
- Bir de bu % 20’nin % 20’si, yani % 4’ü; Ve % 80’in % 80’i yani % 64’ü var.
- Önemli işlere odaklanıp, önemsizleri bir kenara koyamayanlar; Hem kendilerini yıpratırlar, hem zamanları yetmez, hemde başarıları çok uzun soluklu olmaz. Önemliyle önemsizi ayırdedebilmek, zaman yönetimi için de can alıcı bir kriterdir.
Bu listeleri böyle uzatmak mümkün. Bir kaç örnek paylaştım sadece.
Kendi iş hayatınızı ve günlük yaşantınızı gözden geçirmenizi öneririm.
Eğitimden sağlığa, sanayiden turizme, bir çok alana ,hatta günlük yaşantımıza
nasıl uygulanabilir acaba?
80/20 İlkesinin etkin kullanımı için can alıcı 2 nokta:
1- Size getirisi en yüksek ayrıcalıklı yüzde yirminin tespiti,
2- Bu yüzde yirmiyi hangi etkinlik ve verimlilikle gerçekleştirdiğinizin analizi.
Sizin iş tanımınızda onlarca konu yer alabilir. Bu durumda siz, kendinize en
yüksek getiriyi sağlayanlara yeteri kadar odaklandığınızdan emin olmalısınız.
Bu öncelikli % 20’ye odaklanmak hiçbir zaman kalan yüzde 80’in gözden çıkartılması
ya da ihmal edilmesi anlamına gelmemelidir. Etkili azınlıkla yoğun şekilde ilgilenirken, etkisiz çoğunluğun sizin daha az çabanızı gerektiren yollardan halledilmesini sağlamalısınız.
Her konuda ve ayrıntıda mükemmelliyetçi olmaya çalışmaktansa, önce düşünüp, planlayıp sonra işe başlayarak enerjinizi ve dikkatinizi işinizin % 20’sine odaklayarak sonucun % 80’ini almanız mümkündür. (Dokuz kere ölç, bir kere biç. Çin atasözü.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder