5 Ocak 2014 Pazar

Yaşam tarzı değişikliği






Tıp bilgimiz var da..... Gerçekten işe yarar " Üç Dakikada Garantili İkna Teknikleri  “ Var mı? .... Biliyor muyuz?
Ya da " Hap çözümler " aramak.
" Hap " isterken  “ hapı yutmak “)

Her gün çok sayıda hasta bakıyoruz yıllardır.
Hasta başına ayırabildiğimiz zaman kısıtlı.
Üstümüzde baskı var, vicdani baskı en önemlisi.
Hem risk alıyoruz, hem yüzeyselleşiyoruz, hem de sevimsizleşiyoruz.
İşportacılara bile espiri malzemesi olduk.
" SSK doktoru gibi uzaktan bakma vatandaş, gel yakından bak "
Doktorlar reçetesiz çıkartmıyor gelen hastaları.... çıkartamıyor.
Hastalığın sebebini, tedaviyi, ilaçların yan etkilerini ve risklerini anlatacak zaman yok.
Yaz bir kollesterol hapı, Tansiyon ilacı, Diabet ilacı, Ağrı kesici, Mide ilacı...
Tansiyon takibi yapılacak..... Nasıl yapılacak?..... Neler yapılacak?..... Nelere dikkat edilecek?......
Kilo verilecek....yürüyüş yapılacak.....diyete dikkat edilecek.....
Yaşam tarzı değişikliğini anlatacak, Yaşam tarzı değişikliğine ikna edecek zaman yok.


Hem kolay mı?
Tıp bilgimiz var da..... Gerçekten işe yarar " Üç Dakikada Garantili İkna Teknikleri “ Var mı? .... Biliyor muyuz?
Gerçi doktor zaman bulsa eşine, çocuğuna, anne-babasına, belki en son birazcıkta kendisine ayıracak ama.....
Yine de zaman baskısı bile bahane değil belki,
Hastayla hekimin buluşması, iletişimi sorunlu.
Anlaşılmaz karmaşık bir dilimiz var çoğu vatandaş için.
Vatandaşın da bir eğitim standartı yok hani.
Entellektüelinden kara cahiline kadar bir yelpaze,
Hepsinin beklentisi farklı, anladığı dil farklı.





Semptomla teşhisin farkını bilmiyor.
- " Çocuğum hiççç bir şey yemiyor " diye gelen anne.
İstediği bir iştah şurubu çocuğu için.
- " Belim ağrıyor " diyen dedem. " Dizim ağrıyor " diyen ninem. " Başım ağrıyor " diyen teyzem.
İstediği bir ağrı kesici.
- "Geceleri uyuyamıyorum ".
İstediği bir uyku ilacı.
- Hastanın tanımladığı her şikayetin basit ve standart bir ilacı var sanıyor.
" Öksürüğümü kes, ishalimi kes, ağrımı kes....."
 


- Yaşam tarzı değişikliği mi?
Kısa kes.
O dediklerin bana zor geliyor, acı veriyor.
Kim yapacak... Zamanım yok.... Param yok.... " Ama " ....

" Ama " ; " Şimdiye değin söylediğin her şeyi unut " demek.
" Seni dinlemek istemiyorum " demek.
" Çok konuşma, yaz bana bir hap, kilo vereyim
Hem öyle yan etkisi, zararı filan da olmasın haa. İyisinden yaz " .....


Bazen anamnez almak bile yoruyor.
Kerpetenle alıyorsun kelimeleri teek tek.
" Epeydir var " , " bayağıdır var " ne kadar süre?
Yerel dille anlattıkları... Türkçe bilmeyenler.... Utanıp söylemeyenler...Hatta saklayanlar....Yalan söyleyenler...
Doktoru medyum sananlar....." Doktor deyilmisin sen bil " diyenler....Sorulara peşpeşe " Hee... Hee " deyipte, son soruya " Aha işte onu bilemedin " diyenler.... "Hani bi gelmiştim..." diye doktorun hafızasını sınırsız sananlar....10 yıldır kullandığı ilacın ismini bilmeyenler....
Tavsiyelerde bulunmaya başlayınca dinlemeyenler... yandan kayış takanlar.....derdini sil baştan tekrar anlatmaya kalkanlar.... 


" Çok konuşma doktor....Yaz ilacımı da ben gideyim " havasındakiler.
Dört gündür durup durup ta " Ben acilim " deyip sıra beklemek istemeyenler....
Kendisi de, yaşam tarzı da değişmeden, herşeyi bir hapla halletmek isteyenler...
Üstelikte " Devletin ödediği ilaç olsun haa " diye hatırlatma gereği duyanlar....

-Bir de medya doktorumsuları var. Reklamlar ciddi rakibimiz olmuş.
Üfürükçüyle sınıkçı değil artık tek rakibimiz.
Akupunkturcusu, Bioenerjicisi, Bioresonansçısı, Hemopaticisi, Ozoncusu, Mucize yatakçısı, Otçusu......Gırla rakip.
İnternette okudum.. gazete de yazdı... televizyonda gödüm.... radyoda dinledim..... komşumdan duydum......" Dedilerrr..... "
Kocaman bir tıp dışı danışmanlar ordusu.

Hekim cephesinde durum nasıl?
Doktorun kafası zaten arı kovanı
hastalar bir yandan, durmadan değişen mevzuat bir yandan.
Hasta hakları... malpraktis yasası..... mobil..... stopaj....
Aman hastayla ters düşme.
Nerde hekim hakları, nerde hasta sorumluluğu...
Akşama kadar inleyen nağmeler....emekli olana kadar.
Mutlu insan gelmiyor bize.
Üzüm üzüme bakarak kararır.
Hekim herkesi dinlemek zorunda, anlamak zorunda, anlayış göstermek zorunda..
Hekimi dinleyen, anlayan, anlamaya çalışan, anlayış gösteren..?
...........
Hekim tükenmiş.
Yorgun, mecalsiz sanki.

Tıp çok hızlı ilerliyor, bilgiler hızla artıyor.
Bildiklerimiz değişiyor. Yumurta bile aklandı.
Tıp gündemini, yenilikleri takip etmek zorunda hekim.
O ağır tıp diliyle bilgi bombardımanı altında.
Onunda " Hap " gibi bilgiye ihtiyacı var. Basit, yalın bir dille.
Ve o da " Hap " gibi çözüm beklentisine girmiş.
Hastalar çoktan seçmeli şık gibi gelmiyor ama...

Tanıyı da tedaviyi de yazacak hekimler.
Ama bunları uygulamak, hayata geçirmek hekimlerin elinde değil.
Populizmden rasyonelliğe giden yol kolay değil.
Hepimiz direniyoruz yılların alışkanlıklarıyla.
Oysa garantili değiştirebileceğimiz tek kişi kendimiziz.
" Bizler razı mıyız hekimlikle ilgili yaşam tarzı değişikliğine hekim olarak? "
Yeni koşulların dikte ettiği yeni düşünce ve davranış tarzını benimsemeye, değişime hazır mıyız?
Çilesini çekip terlemeden, eski alışkanlıklardan vazgeçip yeni davranış tarzlarını benimsemeden olmaz.

"Hap " gibi çözümler yok maalesef....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder