Türk doktorlar Amerika, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerine hangi
koşullarda gidip, oralarda doktorluk yapabiliyorlarsa, ülkemize de dışarıdan
doktor girişi için aynı standartları getirelim.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanı Recep
Akdağ, yabancı doktor konusunda açıklamalarda bulundu:" Yabancı doktor
şart " Akdağ, '' Kısa vadede mutlaka yurt dışından sağlık çalışanı
getirilmesi gerektiğini' ' söyledi.
İthal edilecek yabancı doktor meslekdaşlarımıza karşı değilim. Hatta hep biz mi dışarıya beyin göçü vereceğiz?
Hazır yetişmiş doktor. Ülkemin, insanımın ihtiyacı varsa neden karşı çıkayım ki?
Kaygım sadece dışarıdan gelecek doktorların hangi standartlarda eğitildiği ile ilgili. Kapıyı bir açtınız mı, her yerden gelecek olabilir değişik nedenlerle.
Türk doktorlar Amerika, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerine hangi koşullarda gidip, oralarda doktorluk yapabiliyorlarsa, ülkemize de dışarıdan doktor girişi için aynı standartları getirelim. Benim insanım daha azına layık olmamalı.
Hadi standartları biraz gevşettik. Hiç olmazsa diplomaside uygulanan karşılıklılık ilkesi olmalı.
Yani; Hangi ülkeden Türkiye' ye doktor geliyorsa, Türkiye'den de o ülkelere aynı koşullarda doktorlarımız gidip doktorluk yapabilmelidirler. Bu karşılıklılık ilkesinden ödün verilemez. Bu ancak sömürge ülkelerinde olur.
Yabancı meslekdaşlarımız TUS (Tıp Uzmanlık Sınavı) gibi bir bilim sınavından ve ayrıca Türkçe sınavından geçmelidirler. Sonra da bir yıl uyum eğitimi alıp ülkemizdeki çalışma koşullarına uyum sağlamalıdırlar. Bunlar son derece makul isteklerdir ve tüm gelişmiş, en azından aklı başında ülkelerde uygulanmaktadır.
Sonra aynı bizler gibi mecburi hizmet yapmalıdırlar. Askerlik dışında sırf bu mesleği seçtik diye bizlere konan bu fazladan yükümlülük bizlere uygulanmaya devam edilirken, dışarıdan gelenlerin bizlerle aynı koşullarda kader birliği yapmamaları kabul edilemez bir durum oluşturur. Kendi ülkemizde işin ceremesini bizler çekeceğiz, ama kaymağını başkaları yiyecek bir ortam oluşturulamaz. Yani Türk hekimleri kendi ülkelerinde 2. sınıf insan durumuna düşürülemezler.
Yurt dışından gelip bizlerle aynı koşulları paylaşmaya razı olabilecek doktorların hangi ülkelerden gelebileceğini hep beraber az çok hepimiz tahmin edebiliriz sanırım. Yabancı meslekdaşlarımız da bizlerle aynı işi yapacaklarına, aynı koşullarda çalışacaklarına göre, aynı iş için bizlerle aynı ücretleri almaya ve sosyal hakları kullanmaya hakları olmalıdır. Hatta tayin ve atamalarda, yer değiştirirken Türk doktorlarına uygulanan puanlama sistemine tabi olmalılar.
Malpraksis yasası ülkemizde çalıştıkları sürece elbette onlarıda kapsayacaktır. Bir süre sonra bırakıp ülkelerine döndüklerinden, ya da başka bir ülkeye gittiklerinden sonra ortaya çıkabilecek tıbbi hatalarından da sorumlu olmak durumundadırlar ve bu konuda gelecekleri ülkeler ile şimdiden bu konularda anlaşmalar yapılmak zorundadır.
Bu isteklere hiç bir Türk vatandaşının ve siyasetçinin karşı çıkamaması gerekir.
Bu koşulları yerine getiriyorsa hazır yetişmiş beyin, gelsinler, başımın üstünde yerleri var.
İthal edilecek yabancı doktor meslekdaşlarımıza karşı değilim. Hatta hep biz mi dışarıya beyin göçü vereceğiz?
Hazır yetişmiş doktor. Ülkemin, insanımın ihtiyacı varsa neden karşı çıkayım ki?
Kaygım sadece dışarıdan gelecek doktorların hangi standartlarda eğitildiği ile ilgili. Kapıyı bir açtınız mı, her yerden gelecek olabilir değişik nedenlerle.
Türk doktorlar Amerika, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerine hangi koşullarda gidip, oralarda doktorluk yapabiliyorlarsa, ülkemize de dışarıdan doktor girişi için aynı standartları getirelim. Benim insanım daha azına layık olmamalı.
Hadi standartları biraz gevşettik. Hiç olmazsa diplomaside uygulanan karşılıklılık ilkesi olmalı.
Yani; Hangi ülkeden Türkiye' ye doktor geliyorsa, Türkiye'den de o ülkelere aynı koşullarda doktorlarımız gidip doktorluk yapabilmelidirler. Bu karşılıklılık ilkesinden ödün verilemez. Bu ancak sömürge ülkelerinde olur.
Yabancı meslekdaşlarımız TUS (Tıp Uzmanlık Sınavı) gibi bir bilim sınavından ve ayrıca Türkçe sınavından geçmelidirler. Sonra da bir yıl uyum eğitimi alıp ülkemizdeki çalışma koşullarına uyum sağlamalıdırlar. Bunlar son derece makul isteklerdir ve tüm gelişmiş, en azından aklı başında ülkelerde uygulanmaktadır.
Sonra aynı bizler gibi mecburi hizmet yapmalıdırlar. Askerlik dışında sırf bu mesleği seçtik diye bizlere konan bu fazladan yükümlülük bizlere uygulanmaya devam edilirken, dışarıdan gelenlerin bizlerle aynı koşullarda kader birliği yapmamaları kabul edilemez bir durum oluşturur. Kendi ülkemizde işin ceremesini bizler çekeceğiz, ama kaymağını başkaları yiyecek bir ortam oluşturulamaz. Yani Türk hekimleri kendi ülkelerinde 2. sınıf insan durumuna düşürülemezler.
Yurt dışından gelip bizlerle aynı koşulları paylaşmaya razı olabilecek doktorların hangi ülkelerden gelebileceğini hep beraber az çok hepimiz tahmin edebiliriz sanırım. Yabancı meslekdaşlarımız da bizlerle aynı işi yapacaklarına, aynı koşullarda çalışacaklarına göre, aynı iş için bizlerle aynı ücretleri almaya ve sosyal hakları kullanmaya hakları olmalıdır. Hatta tayin ve atamalarda, yer değiştirirken Türk doktorlarına uygulanan puanlama sistemine tabi olmalılar.
Malpraksis yasası ülkemizde çalıştıkları sürece elbette onlarıda kapsayacaktır. Bir süre sonra bırakıp ülkelerine döndüklerinden, ya da başka bir ülkeye gittiklerinden sonra ortaya çıkabilecek tıbbi hatalarından da sorumlu olmak durumundadırlar ve bu konuda gelecekleri ülkeler ile şimdiden bu konularda anlaşmalar yapılmak zorundadır.
Bu isteklere hiç bir Türk vatandaşının ve siyasetçinin karşı çıkamaması gerekir.
Bu koşulları yerine getiriyorsa hazır yetişmiş beyin, gelsinler, başımın üstünde yerleri var.
Ayrıca;
Gel demesi kolay, git demesi zordur.
Ben Almanya da 20 yılımı geçirdim, işçi çocuğuydum. Benzeri olayları farklı açıdan yaşadım.
Gelenler süreli mi geleceklerdir? (Belli bir süreliğine sözleşmeli. Sözleşme süresi bitince, sözgelimi 5 yıl sonra ülkesine geri dönmek zorunda mı olacaktır?) Yoksa temelli kazanılmış hakları mı olacaktır? İleride eşlerini, çocuklarını, ana-babalarını, teyzelerini filanda getirelermidir peşisıra....? Onunla birlikte ya da peşisıra gelenler de doktor olmak zorunda ol(a)mayacağına göre..., gelenlerde diplomalarıyla Türkiye de iş yapabilecekler midir zamanla..? Öğretmenlik, mühendislik...vs. Ticaret?
Gelenler insan. Bir çırpıda haklarını yok sayamazsınız işin bitince.... Yaz tatili gelince beslediği kediyi sokağa bırakan bazı insanlarımız gibi.... İleride oy hakkı bile vermek zorunda kalırsınız.... Adam vergi veriyor, burada yaşıyor..., bugün muhtarını bari seçebilsin, yarında belediye başkanını.... İleride Millet meclisine seçilebilecekler mi peki Türk vatandaşlığını alıp? Almanya da Türk kökenli Alman milletvekilleri var söz gelimi .....
Sonunu düşünmeden böyle bir şeye başlanması, ileride telafisi zor durumlara yol açabilir.
İnsanla oyun olmaz.
Kamuoyu bunları da peşin peşin şimdiden tartışıp bu sonuçları da şimdiden kabullenmelidir...
Gel demesi kolay, git demesi zordur.
Ben Almanya da 20 yılımı geçirdim, işçi çocuğuydum. Benzeri olayları farklı açıdan yaşadım.
Gelenler süreli mi geleceklerdir? (Belli bir süreliğine sözleşmeli. Sözleşme süresi bitince, sözgelimi 5 yıl sonra ülkesine geri dönmek zorunda mı olacaktır?) Yoksa temelli kazanılmış hakları mı olacaktır? İleride eşlerini, çocuklarını, ana-babalarını, teyzelerini filanda getirelermidir peşisıra....? Onunla birlikte ya da peşisıra gelenler de doktor olmak zorunda ol(a)mayacağına göre..., gelenlerde diplomalarıyla Türkiye de iş yapabilecekler midir zamanla..? Öğretmenlik, mühendislik...vs. Ticaret?
Gelenler insan. Bir çırpıda haklarını yok sayamazsınız işin bitince.... Yaz tatili gelince beslediği kediyi sokağa bırakan bazı insanlarımız gibi.... İleride oy hakkı bile vermek zorunda kalırsınız.... Adam vergi veriyor, burada yaşıyor..., bugün muhtarını bari seçebilsin, yarında belediye başkanını.... İleride Millet meclisine seçilebilecekler mi peki Türk vatandaşlığını alıp? Almanya da Türk kökenli Alman milletvekilleri var söz gelimi .....
Sonunu düşünmeden böyle bir şeye başlanması, ileride telafisi zor durumlara yol açabilir.
İnsanla oyun olmaz.
Kamuoyu bunları da peşin peşin şimdiden tartışıp bu sonuçları da şimdiden kabullenmelidir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder