5 Ocak 2014 Pazar

Fermi yaklaşımı





Çocuklarımız daha çok okulda öğreniyorlar ve okul için öğreniyorlar. Çocuklarımızı yeterince gerçek hayata hazırlayabildiğimiz kanaatinde değilim.

Okul, çocuklarımızı ileride hayatın belirsizlikleri karşısında bağımsız ve sorumlu olarak karar verebilecek donanımda hazırlamalı.
Gerçek hayatta karşılaşabilecekleri karmaşık problemlerle farklı yaklaşımlar ve farklı çözüm yolları bularak başa çıkabilmeliler. Çoktan seçmeli testlerde olduğu gibi tek çözümü olan değil, birden fazla çözümü olabilen sorular hazırlayarak öğrencilerin yaratıcılıklarını ve sorun çözme becerilerini geliştirmeliyiz.

Bu arada daha önce öğrendiklerini de çözüm bulmada kullanabilmeli ve sadece örneğin fizik dersinde öğrendiklerini değil, matematik, kimya, tarih gibi diğer derslerdeki birikimlerini de kullanmak zorunda kalmalı.
Ev ödevi ve grup ödevleri olarak ta verilebilmeli bu tür ödevler.

Problemin çözümü için kendilerinde eksik buldukları ya unuttukları bilgileri tamamlayıp, gerekirse araştırma ve öğrenme için de zamanları olabilmeli çünkü. Kısacası gerçek hayatta da pergel, cetvel, hesap makinası hatta google kullanırız. Çocuklarımız gerçek hayattaki problemleri çözme becerisiyle donatmak istiyorsak eğitim programlarına bu tür derslerde eklenmeli kanaatindeyim.

Bu saydıklarıma en uyan yöntemlerden biri de konvansiyonel çözüm yolları dışına çıkmasıyla ünlü meşhur Enrico Fermi (1901 – 1954) adlı atom fizikçinin adıyla anılır. Atom bombasını (Zincirleme reaksiyonu) evcilleştirerek atom santrallerinin yolu açan fizikçi diye tanıtalım burada kısaca.

,İlk atom bombasının patlatılmasına şahitlik eden fizikçinin patlamanın şiddetiyle oluşan hava basıncını anlayabilmek için havaya bir tutam ot atıp ne kadar sürüklendiğine baktığı anekdot olarak anlatılır.

Bir de meşhur “ Chikago da kaç piyano akortçusu vardır? “ diye sorusu vardır Fermi nin. Sınıfında öğrencilerine bu soruyu sormuş ve birlikte meslek odalarına filan sormadan, telefon rehberine bakmadan fikir yürüterek bir tahminde bulunmuşlar.

-     Chikago nun nüfusu ne kadardır? Kaç hane vardır?
-     Evlerin yüzde kaçında piyano vardır?
-     Bu Piyanolar ne sıklıkta akort edilmelidir?
-     Bir piyanonun akordu ne kadar zaman alır?
-     Bir Piyano akortçusu yılda kaç piyano akort edebilir?
-     Piyano akort gereksinimi sayısını piyano akortçusunun yılda akort edebileceği piyano sayısı bize şaşırtıcı şekilde Chikago’ daki piyano akortçu sayısını verir.

Burada fark edildiği gibi amaç kesin bir sayı değil, hızlı ve akıl yürütmeyle mantıklı bir kaba varsayımlarda bulunarak çözümün hangi hanelerde dolaştığını tahmin etmek.
    
Problemi tanımlayıp belli başlıklar altında bölümleyip, aşama aşama soruları cevaplandırarak sonuca gitmek Fermi problemlerinin ana özelliğidir.

- Problem yapılarını fark etmek
- Karmaşıklığı azaltmak
- varsayımlarda ve tahminlerde bulunmak
- Sonucun hangi büyüklükler civarında olabileceğini tahmin etmek. Yani hızlı ve tutarlı öntahminlerde bulunarak öngörü sahibi olmayı sağlayan bir yaklaşım tarzı  verir çocuklarımıza.

Bu yöntemle yaşadığımız kasabada, kente kaç tane erkek berberi olabileceğini tahmin etmeyi deneyebiliriz mesela.
- Ne sıklıkta berbere gidiyoruz ?
- Bir berber günde kaç kişiyi traş ediyordur ?
- Bir berber salonunda kaç kişi çalışır ortalama?
- Toplumun yüzde kaçı berbere gidiyordur?
gibi sorular sorabiliriz.

Sonra da meslek/ticaret odalarından (Aslında çok daha kolay ve çok daha basit: Google var abartmayalım
J) bulduğumuz rakamları doğrular, ne kadar yaklaştığımızı şaşırarak fark edebiliriz. 


Matematik - Fen - Teknik konularında Fermi Prpblemi tarzı soru bulmakta sıkıntı çekilmez sanırım. Öğretmenlerinde belli şablonlara bakarak hızlı kontrol yapma şansları yoktur, ama zaten konuya yaklaşım tarzı ve bakış açısıdır önemli olan. Zihin sporu gibi bakabilmektir sorunlara.


Gelecek makalemde bunu “ Mısır piramitlerinde kaç işçi çalışmıştır acaba ? “ sorusuna okul fizik bilgimiz ve genel kültürümüz çerçevesinde biraz matematik, biraz fizik, biraz geometri formülleri kullanarak örneklendirmeye çalışacağım.


Bu tür problemleri sevenlerle gelecek makalemde buluşmak üzere…..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder