5 Ocak 2014 Pazar

Avrupa' da orta sınıfın sonu



Avrupa Birliği’nin verdiği ama tutamadığı en önemli söz, toplumsal refahtı. Değişik hızlarda da olsa tüm Avrupa ülkelerinde orta sınıf gittikçe erimekte… İnsanlar daha çok çalışıyorlar ama geçinmekte gittikçe daha çok zorlanıyorlar. Avrupa büyük bir illüzyondan uyanmaya hazırlanıyor sanırım.

Almanların % 90’ı sosyal ekonomik olarak durumlarının kötüleşmesinden korkarken, zenginlerin zenginleşme süreci katlanarak sürüyor. DIW (Deutsche Institut für Wirtschaftsforschung)’in 2012’de yaptığı bir araştırmaya göre Almanya’nın orta sınıfı hızla erimekteymiş. Sadece Avrupa’nın güney ülkelerinde değil, son borç kriziyle birlikte AAA notundan düşen Hollanda, Finlandiya gibi kuzey ülkelerinde de orta sınıfın erime süreci başlamış durumdaymış. Almanya’da son yıllarda orta sınıf 5 milyon kişi kadar daha daralmış. Almanya’da 1993 yılında toplumun en zengin % 10’u toplam servetin % 41’ine sahipken, 2011 yılında bu oran % 67’ye ulaşmış. Buna karşın 2012’de 7.4 milyon insan çok düşük ücretli işlerde çalışıyormuş ve borcunu ödeyemeyecek durumda 6 milyon insan varmış. Her dört kişiden biri brüt 9,5 Euronun altında bir saat ücretliye çalışmak durumundaymış. Bu rakam fakirlik sınırının altı olarak kabul ediliyormuş Avrupa’da. (Bizde doktorlara zorunlu olarak konan acil nöbeti için ödenmesi öngörülen saat ücreti 9,-TL (Dokuz TL))

Burn out (Tükenmişlik sendromu) toplumsal bir salgın haline gelmiş. İnsanlar artık ekonomik varoluş kavgası verir olmuşlar. „working poor – çalıştıkça fakirleşme“ diye bir kavram yerleşmiş artık dillerine. Tam zamanlı çalışarak yapılarak bir tek iş, artık insanların geçinmesine yetmez olmuş.
Her 10 Almandan biri borç batağında ve her 11 Almandan biri ikinci bir işte daha çalışıyor.
İtalyanların gelir düzeyleri de 1986 düzeylerine kadar gerilemiş durumdaymış.

Kısacası Avrupa’da İncil’deki Mattheus söylemi istikrarlı bir şekilde uygulanıyor: “Olana daha da verilecek, olmayandan elindeki de alınacak.“


İnsanlar artık daha çok vergi veriyor, daha çok prim ödüyor, daha geç emekli oluyor, gelecekte emekli olacakların insan onuruna yakışan bir emeklilikleri bile olamayabileceği tartışılıyor artık. Asıl istihdam yaratan küçük işletmeler bir bir kapanıyor, milyonlarca işyeri artık yok. Milyarlarca Euro borç gençliğin geleceğini ve umutlarını yok ediyor. 2000 yılından beri emeklilerin alım gücü % 20 düşmüş durumda.

Euro’ya geçişle birlikte emeklilerin % 60’ı daha (760.000 kişi) emekliliklerine ilaveten bir şeyler kazanabilmek için düşük kazançlı işler yapmak durumda kalmışlar. Almanya’daki her 5 çocuktan biri yoksulluk tehlikesi altındaymış (Alman İstatistik Enstitüsü 2012 verileri).

Budapeşte’de, Avrupa birliğine geçildikten sonra başının üstünde çatısı olmayan, sokaklarda yaşayan 35.000 kişi ortaya çıkmış.

Bu sayı Yunanistan’da 20.000 kişiymiş ve bunların yarısı Atina’da yaşıyormuş. Bu durum Avrupa birliğinden önce kesinlikle yokmuş.

Kızılhaç 2013 verilerine göre Avrupa da 43.000 kişi karnını doyuracak durumda değilmiş ve yardımlara muhtaçmış. Kızılhaç 2. Dünya savaşından beri ilk kez İngiltere de fakirlere yiyecek dağıtmak durumunda kalmış.

Düşük ücretli ve güvencesi işlerin yanı sıra İşsizlik bir başka salgın: İspanyadaki gençlerin yarısı, Yunanistan’daki gençlerin üçte ikisi, İtalya ve Portekiz’dekilerin üçte biri, Avrupa çapında her beş gençten biri iş bulamıyor. Yunanistan’da artık her gün yiyecek bir şeyler bulabilmek, herkes için rutin olmaktan çıkmış. Yunanistan’ın sağlık politikası çökmüş durumdaymış. Fransa’da gençler arasında yapılan anketler son derece karamsar sonuçlar vermiş. İş bulmak zor, iş güvenliği yok. Kiralarını ödemekte zorlanıyorlar. Dolayısıyla evlilik, aile kurmak hayal… Gelecekleriyle ilgili son derece karamsar bir gençlik... Hiç kimse “İyi ki varsın Avrupa birliği“ dememiş. Kaybedilmiş nesiller yetiştiren, koskoca bir birlik olmuş Avrupa birliği.

Milyonlarca insan Avrupa'da gelecek görmüyor... İspanya’da 400.000 aile evlerini boşaltmak zorunda bırakılmış. Toplum kazananlar ve kaybedenler olarak bölünüyor ve araları hızla açılmaya deva ediyor. Sadece Avrupa Birliği bürokratları ve bağımlı basını her şeyi tozpembe göstermeye devam ediyor sanki…

Resmi istatistik enstitülerinin rakamları aslında alarm çanlarının çalmasına neden olmalı kanımca. Milyonlarca insan artık Avrupa’da bir gelecek görmüyorlar. Portekiz başbakanı bile vatandaşlarına yurt dışına göç etmelerini önerdi. 300.000 kişi Brazilya’ya, ya da eski Portekiz kolonileri olan Angolav Mozambik’e göç etmiş. İrlanda’dan 290.000 kişi ülkesinden ayrılmış.

Almanya’yı terk edenler ise özellikle en iyi eğitim görmüş, en cesur ve çalışkan kişiler. Emeklerinin daha çok taktir edildiği Amerika ve Asya ülkelerine göç ediyorlar daha çok. Avrupa’da bu cinneti daha fazla finanse etmek istemeyen büyük bir nüfus kitlesi oluşuyor her geçen gün...

Avrupa Birliği’nin verdiği ama tutamadığı en önemli söz, toplumsal refahtı. Değişik hızlarda da olsa tüm Avrupa ülkelerinde orta sınıf gittikçe erimekte… İnsanlar daha çok çalışıyorlar ama geçinmekte gittikçe daha çok zorlanıyorlar. Avrupa büyük bir illüzyondan uyanmaya hazırlanıyor sanırım. Almanların % 90’ı sosyal ekonomik olarak durumlarının kötüleşmesinden korkarken, zenginlerin zenginleşme süreci katlanarak sürüyor. DIW (Deutsche Institut für Wirtschaftsforschung)’in 2012’de yaptığı bir araştırmaya göre Almanya’nın orta sınıfı hızla erimekteymiş. Sadece Avrupa’nın güney ülkelerinde değil, son borç kriziyle birlikte AAA notundan düşen Hollanda, Finlandiya gibi kuzey ülkelerinde de orta sınıfın erime süreci başlamış durumdaymış. Almanya’da son yıllarda orta sınıf 5 milyon kişi kadar daha daralmış. Almanya’da 1993 yılında toplumun en zengin % 10’u toplam servetin % 41’ine sahipken, 2011 yılında bu oran % 67’ye ulaşmış. Buna karşın 2012’de 7.4 milyon insan çok düşük ücretli işlerde çalışıyormuş ve borcunu ödeyemeyecek durumda 6 milyon insan varmış. Her dört kişiden biri brüt 9,5 Euronun altında bir saat ücretliye çalışmak durumundaymış. Bu rakam fakirlik sınırının altı olarak kabul ediliyormuş Avrupa’da. (Bizde doktorlara zorunlu olarak konan acil nöbeti için ödenmesi öngörülen saat ücreti 9,-TL (Dokuz TL)) Burn out (Tükenmişlik sendromu) toplumsal bir salgın haline gelmiş. İnsanlar artık ekonomik varoluş kavgası verir olmuşlar. „working poor – çalıştıkça fakirleşme“ diye bir kavram yerleşmiş artık dillerine. Tam zamanlı çalışarak yapılarak bir tek iş, artık insanların geçinmesine yetmez olmuş. Her 10 Almandan biri borç batağında ve her 11 Almandan biri ikinci bir işte daha çalışıyor. İtalyanların gelir düzeyleri de 1986 düzeylerine kadar gerilemiş durumdaymış. Kısacası Avrupa’da İncil’deki Mattheus söylemi istikrarlı bir şekilde uygulanıyor: “Olana daha da verilecek, olmayandan elindeki de alınacak.“ http://www.kutsalkitap.gen.tr/incil/matta/bolum-25.html İnsanlar artık daha çok vergi veriyor, daha çok prim ödüyor, daha geç emekli oluyor, gelecekte emekli olacakların insan onuruna yakışan bir emeklilikleri bile olamayabileceği tartışılıyor artık. Asıl istihdam yaratan küçük işletmeler bir bir kapanıyor, milyonlarca işyeri artık yok. Milyarlarca Euro borç gençliğin geleceğini ve umutlarını yok ediyor. 2000 yılından beri emeklilerin alım gücü % 20 düşmüş durumda. Euro’ya geçişle birlikte emeklilerin % 60’ı daha (760.000 kişi) emekliliklerine ilaveten bir şeyler kazanabilmek için düşük kazançlı işler yapmak durumda kalmışlar. Almanya’daki her 5 çocuktan biri yoksulluk tehlikesi altındaymış (Alman İstatistik Enstitüsü 2012 verileri). Budapeşte’de, Avrupa birliğine geçildikten sonra başının üstünde çatısı olmayan, sokaklarda yaşayan 35.000 kişi ortaya çıkmış. Bu sayı Yunanistan’da 20.000 kişiymiş ve bunların yarısı Atina’da yaşıyormuş. Bu durum Avrupa birliğinden önce kesinlikle yokmuş. Kızılhaç 2013 verilerine göre Avrupa da 43.000 kişi karnını doyuracak durumda değilmiş ve yardımlara muhtaçmış. Kızılhaç 2. Dünya savaşından beri ilk kez İngiltere de fakirlere yiyecek dağıtmak durumunda kalmış. Düşük ücretli ve güvencesi işlerin yanı sıra İşsizlik bir başka salgın: İspanyadaki gençlerin yarısı, Yunanistan’daki gençlerin üçte ikisi, İtalya ve Portekiz’dekilerin üçte biri, Avrupa çapında her beş gençten biri iş bulamıyor. Yunanistan’da artık her gün yiyecek bir şeyler bulabilmek, herkes için rutin olmaktan çıkmış. Yunanistan’ın sağlık politikası çökmüş durumdaymış. Fransa’da gençler arasında yapılan anketler son derece karamsar sonuçlar vermiş. İş bulmak zor, iş güvenliği yok. Kiralarını ödemekte zorlanıyorlar. Dolayısıyla evlilik, aile kurmak hayal… Gelecekleriyle ilgili son derece karamsar bir gençlik... Hiç kimse “İyi ki varsın Avrupa birliği“ dememiş. Kaybedilmiş nesiller yetiştiren, koskoca bir birlik olmuş Avrupa birliği. Milyonlarca insan Avrupa'da gelecek görmüyor... İspanya’da 400.000 aile evlerini boşaltmak zorunda bırakılmış. Toplum kazananlar ve kaybedenler olarak bölünüyor ve araları hızla açılmaya deva ediyor. Sadece Avrupa Birliği bürokratları ve bağımlı basını her şeyi tozpembe göstermeye devam ediyor sanki… Resmi istatistik enstitülerinin rakamları aslında alarm çanlarının çalmasına neden olmalı kanımca. Milyonlarca insan artık Avrupa’da bir gelecek görmüyorlar. Portekiz başbakanı bile vatandaşlarına yurt dışına göç etmelerini önerdi. 300.000 kişi Brazilya’ya, ya da eski Portekiz kolonileri olan Angolav Mozambik’e göç etmiş. İrlanda’dan 290.000 kişi ülkesinden ayrılmış. Almanya’yı terk edenler ise özellikle en iyi eğitim görmüş, en cesur ve çalışkan kişiler. Emeklerinin daha çok taktir edildiği Amerika ve Asya ülkelerine göç ediyorlar daha çok. Avrupa’da bu cinneti daha fazla finanse etmek istemeyen büyük bir nüfus kitlesi oluşuyor her geçen gün...

Haberin Tamamı İçin: http://www.gazetea24.com/makale_-Avrupada-orta-sinifin-sonu_4727.html
GazeteA24.com
Avrupa’da orta sınıfın sonu 11.12.2013 11:30:10 Avrupa Birliği’nin verdiği ama tutamadığı en önemli söz, toplumsal refahtı. Değişik hızlarda da olsa tüm Avrupa ülkelerinde orta sınıf gittikçe erimekte… İnsanlar daha çok çalışıyorlar ama geçinmekte gittikçe daha çok zorlanıyorlar. Avrupa büyük bir illüzyondan uyanmaya hazırlanıyor sanırım. Almanların % 90’ı sosyal ekonomik olarak durumlarının kötüleşmesinden korkarken, zenginlerin zenginleşme süreci katlanarak sürüyor. DIW (Deutsche Institut für Wirtschaftsforschung)’in 2012’de yaptığı bir araştırmaya göre Almanya’nın orta sınıfı hızla erimekteymiş. Sadece Avrupa’nın güney ülkelerinde değil, son borç kriziyle birlikte AAA notundan düşen Hollanda, Finlandiya gibi kuzey ülkelerinde de orta sınıfın erime süreci başlamış durumdaymış. Almanya’da son yıllarda orta sınıf 5 milyon kişi kadar daha daralmış. Almanya’da 1993 yılında toplumun en zengin % 10’u toplam servetin % 41’ine sahipken, 2011 yılında bu oran % 67’ye ulaşmış. Buna karşın 2012’de 7.4 milyon insan çok düşük ücretli işlerde çalışıyormuş ve borcunu ödeyemeyecek durumda 6 milyon insan varmış. Her dört kişiden biri brüt 9,5 Euronun altında bir saat ücretliye çalışmak durumundaymış. Bu rakam fakirlik sınırının altı olarak kabul ediliyormuş Avrupa’da. (Bizde doktorlara zorunlu olarak konan acil nöbeti için ödenmesi öngörülen saat ücreti 9,-TL (Dokuz TL)) Burn out (Tükenmişlik sendromu) toplumsal bir salgın haline gelmiş. İnsanlar artık ekonomik varoluş kavgası verir olmuşlar. „working poor – çalıştıkça fakirleşme“ diye bir kavram yerleşmiş artık dillerine. Tam zamanlı çalışarak yapılarak bir tek iş, artık insanların geçinmesine yetmez olmuş. Her 10 Almandan biri borç batağında ve her 11 Almandan biri ikinci bir işte daha çalışıyor. İtalyanların gelir düzeyleri de 1986 düzeylerine kadar gerilemiş durumdaymış. Kısacası Avrupa’da İncil’deki Mattheus söylemi istikrarlı bir şekilde uygulanıyor: “Olana daha da verilecek, olmayandan elindeki de alınacak.“ http://www.kutsalkitap.gen.tr/incil/matta/bolum-25.html İnsanlar artık daha çok vergi veriyor, daha çok prim ödüyor, daha geç emekli oluyor, gelecekte emekli olacakların insan onuruna yakışan bir emeklilikleri bile olamayabileceği tartışılıyor artık. Asıl istihdam yaratan küçük işletmeler bir bir kapanıyor, milyonlarca işyeri artık yok. Milyarlarca Euro borç gençliğin geleceğini ve umutlarını yok ediyor. 2000 yılından beri emeklilerin alım gücü % 20 düşmüş durumda. Euro’ya geçişle birlikte emeklilerin % 60’ı daha (760.000 kişi) emekliliklerine ilaveten bir şeyler kazanabilmek için düşük kazançlı işler yapmak durumda kalmışlar. Almanya’daki her 5 çocuktan biri yoksulluk tehlikesi altındaymış (Alman İstatistik Enstitüsü 2012 verileri). Budapeşte’de, Avrupa birliğine geçildikten sonra başının üstünde çatısı olmayan, sokaklarda yaşayan 35.000 kişi ortaya çıkmış. Bu sayı Yunanistan’da 20.000 kişiymiş ve bunların yarısı Atina’da yaşıyormuş. Bu durum Avrupa birliğinden önce kesinlikle yokmuş. Kızılhaç 2013 verilerine göre Avrupa da 43.000 kişi karnını doyuracak durumda değilmiş ve yardımlara muhtaçmış. Kızılhaç 2. Dünya savaşından beri ilk kez İngiltere de fakirlere yiyecek dağıtmak durumunda kalmış. Düşük ücretli ve güvencesi işlerin yanı sıra İşsizlik bir başka salgın: İspanyadaki gençlerin yarısı, Yunanistan’daki gençlerin üçte ikisi, İtalya ve Portekiz’dekilerin üçte biri, Avrupa çapında her beş gençten biri iş bulamıyor. Yunanistan’da artık her gün yiyecek bir şeyler bulabilmek, herkes için rutin olmaktan çıkmış. Yunanistan’ın sağlık politikası çökmüş durumdaymış. Fransa’da gençler arasında yapılan anketler son derece karamsar sonuçlar vermiş. İş bulmak zor, iş güvenliği yok. Kiralarını ödemekte zorlanıyorlar. Dolayısıyla evlilik, aile kurmak hayal… Gelecekleriyle ilgili son derece karamsar bir gençlik... Hiç kimse “İyi ki varsın Avrupa birliği“ dememiş. Kaybedilmiş nesiller yetiştiren, koskoca bir birlik olmuş Avrupa birliği. Milyonlarca insan Avrupa'da gelecek görmüyor... İspanya’da 400.000 aile evlerini boşaltmak zorunda bırakılmış. Toplum kazananlar ve kaybedenler olarak bölünüyor ve araları hızla açılmaya deva ediyor. Sadece Avrupa Birliği bürokratları ve bağımlı basını her şeyi tozpembe göstermeye devam ediyor sanki… Resmi istatistik enstitülerinin rakamları aslında alarm çanlarının çalmasına neden olmalı kanımca. Milyonlarca insan artık Avrupa’da bir gelecek görmüyorlar. Portekiz başbakanı bile vatandaşlarına yurt dışına göç etmelerini önerdi. 300.000 kişi Brazilya’ya, ya da eski Portekiz kolonileri olan Angolav Mozambik’e göç etmiş. İrlanda’dan 290.000 kişi ülkesinden ayrılmış. Almanya’yı terk edenler ise özellikle en iyi eğitim görmüş, en cesur ve çalışkan kişiler. Emeklerinin daha çok taktir edildiği Amerika ve Asya ülkelerine göç ediyorlar daha çok. Avrupa’da bu cinneti daha fazla finanse etmek istemeyen büyük bir nüfus kitlesi oluşuyor her geçen gün...

Haberin Tamamı İçin: http://www.gazetea24.com/makale_-Avrupada-orta-sinifin-sonu_4727.html
GazeteA24.com
Avrupa’da orta sınıfın sonu 11.12.2013 11:30:10 Avrupa Birliği’nin verdiği ama tutamadığı en önemli söz, toplumsal refahtı. Değişik hızlarda da olsa tüm Avrupa ülkelerinde orta sınıf gittikçe erimekte… İnsanlar daha çok çalışıyorlar ama geçinmekte gittikçe daha çok zorlanıyorlar. Avrupa büyük bir illüzyondan uyanmaya hazırlanıyor sanırım. Almanların % 90’ı sosyal ekonomik olarak durumlarının kötüleşmesinden korkarken, zenginlerin zenginleşme süreci katlanarak sürüyor. DIW (Deutsche Institut für Wirtschaftsforschung)’in 2012’de yaptığı bir araştırmaya göre Almanya’nın orta sınıfı hızla erimekteymiş. Sadece Avrupa’nın güney ülkelerinde değil, son borç kriziyle birlikte AAA notundan düşen Hollanda, Finlandiya gibi kuzey ülkelerinde de orta sınıfın erime süreci başlamış durumdaymış. Almanya’da son yıllarda orta sınıf 5 milyon kişi kadar daha daralmış. Almanya’da 1993 yılında toplumun en zengin % 10’u toplam servetin % 41’ine sahipken, 2011 yılında bu oran % 67’ye ulaşmış. Buna karşın 2012’de 7.4 milyon insan çok düşük ücretli işlerde çalışıyormuş ve borcunu ödeyemeyecek durumda 6 milyon insan varmış. Her dört kişiden biri brüt 9,5 Euronun altında bir saat ücretliye çalışmak durumundaymış. Bu rakam fakirlik sınırının altı olarak kabul ediliyormuş Avrupa’da. (Bizde doktorlara zorunlu olarak konan acil nöbeti için ödenmesi öngörülen saat ücreti 9,-TL (Dokuz TL)) Burn out (Tükenmişlik sendromu) toplumsal bir salgın haline gelmiş. İnsanlar artık ekonomik varoluş kavgası verir olmuşlar. „working poor – çalıştıkça fakirleşme“ diye bir kavram yerleşmiş artık dillerine. Tam zamanlı çalışarak yapılarak bir tek iş, artık insanların geçinmesine yetmez olmuş. Her 10 Almandan biri borç batağında ve her 11 Almandan biri ikinci bir işte daha çalışıyor. İtalyanların gelir düzeyleri de 1986 düzeylerine kadar gerilemiş durumdaymış. Kısacası Avrupa’da İncil’deki Mattheus söylemi istikrarlı bir şekilde uygulanıyor: “Olana daha da verilecek, olmayandan elindeki de alınacak.“ http://www.kutsalkitap.gen.tr/incil/matta/bolum-25.html İnsanlar artık daha çok vergi veriyor, daha çok prim ödüyor, daha geç emekli oluyor, gelecekte emekli olacakların insan onuruna yakışan bir emeklilikleri bile olamayabileceği tartışılıyor artık. Asıl istihdam yaratan küçük işletmeler bir bir kapanıyor, milyonlarca işyeri artık yok. Milyarlarca Euro borç gençliğin geleceğini ve umutlarını yok ediyor. 2000 yılından beri emeklilerin alım gücü % 20 düşmüş durumda. Euro’ya geçişle birlikte emeklilerin % 60’ı daha (760.000 kişi) emekliliklerine ilaveten bir şeyler kazanabilmek için düşük kazançlı işler yapmak durumda kalmışlar. Almanya’daki her 5 çocuktan biri yoksulluk tehlikesi altındaymış (Alman İstatistik Enstitüsü 2012 verileri). Budapeşte’de, Avrupa birliğine geçildikten sonra başının üstünde çatısı olmayan, sokaklarda yaşayan 35.000 kişi ortaya çıkmış. Bu sayı Yunanistan’da 20.000 kişiymiş ve bunların yarısı Atina’da yaşıyormuş. Bu durum Avrupa birliğinden önce kesinlikle yokmuş. Kızılhaç 2013 verilerine göre Avrupa da 43.000 kişi karnını doyuracak durumda değilmiş ve yardımlara muhtaçmış. Kızılhaç 2. Dünya savaşından beri ilk kez İngiltere de fakirlere yiyecek dağıtmak durumunda kalmış. Düşük ücretli ve güvencesi işlerin yanı sıra İşsizlik bir başka salgın: İspanyadaki gençlerin yarısı, Yunanistan’daki gençlerin üçte ikisi, İtalya ve Portekiz’dekilerin üçte biri, Avrupa çapında her beş gençten biri iş bulamıyor. Yunanistan’da artık her gün yiyecek bir şeyler bulabilmek, herkes için rutin olmaktan çıkmış. Yunanistan’ın sağlık politikası çökmüş durumdaymış. Fransa’da gençler arasında yapılan anketler son derece karamsar sonuçlar vermiş. İş bulmak zor, iş güvenliği yok. Kiralarını ödemekte zorlanıyorlar. Dolayısıyla evlilik, aile kurmak hayal… Gelecekleriyle ilgili son derece karamsar bir gençlik... Hiç kimse “İyi ki varsın Avrupa birliği“ dememiş. Kaybedilmiş nesiller yetiştiren, koskoca bir birlik olmuş Avrupa birliği. Milyonlarca insan Avrupa'da gelecek görmüyor... İspanya’da 400.000 aile evlerini boşaltmak zorunda bırakılmış. Toplum kazananlar ve kaybedenler olarak bölünüyor ve araları hızla açılmaya deva ediyor. Sadece Avrupa Birliği bürokratları ve bağımlı basını her şeyi tozpembe göstermeye devam ediyor sanki… Resmi istatistik enstitülerinin rakamları aslında alarm çanlarının çalmasına neden olmalı kanımca. Milyonlarca insan artık Avrupa’da bir gelecek görmüyorlar. Portekiz başbakanı bile vatandaşlarına yurt dışına göç etmelerini önerdi. 300.000 kişi Brazilya’ya, ya da eski Portekiz kolonileri olan Angolav Mozambik’e göç etmiş. İrlanda’dan 290.000 kişi ülkesinden ayrılmış. Almanya’yı terk edenler ise özellikle en iyi eğitim görmüş, en cesur ve çalışkan kişiler. Emeklerinin daha çok taktir edildiği Amerika ve Asya ülkelerine göç ediyorlar daha çok. Avrupa’da bu cinneti daha fazla finanse etmek istemeyen büyük bir nüfus kitlesi oluşuyor her geçen gün...

Haberin Tamamı İçin: http://www.gazetea24.com/makale_-Avrupada-orta-sinifin-sonu_4727.html
GazeteA24.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder