Bir kağıdı kaç kere katlayabilirsiniz ?
Başarısız deneklerin çoğu yazılımın eksik olduğunu ve gerçek hayatı yansıtmadığını bile iddia etmişlerdi. Başarılı olanlar ise böyle bir eleştiride bulunmaya gerek duymamışlardı.
Başarısız deneklerin çoğu yazılımın eksik olduğunu ve gerçek hayatı yansıtmadığını bile iddia etmişlerdi. Başarılı olanlar ise böyle bir eleştiride bulunmaya gerek duymamışlardı.
Yıllar sonra öğrencileri Dietrich Dörner’ i
gördüklerinde, karar verme süreçlerini çok derinden etkileyen derin bir deneyim
yaşadıklarını belirtmişler, sorunları çözerken ve süreçleri yönetirken farklı
davrandıklarını söylemişlerdi.
Tarih boyunca başarılı komutanların ve yöneticilerin
ortak taraflarından biri de karmaşık sistemleri yönetme tarzlarındadır.
Sözgelimi, Napolyon askerlerinin çantasında kaç çift
yeni ayakkabıları olduğunu ve daha ne kadar yürüyebileceklerini bilirdi. Büyük
frederik ise hatalarından öğrenmeyi, kendine itiraf etmeyi, hatta not almayı,
hatalarını yazmasını da bilirdi.
Artılar ve eksiler şeklinde yapılan listeler, yazılan
maddelerin birbiriyle uzun ve kısa vadeli etkileşimlerini ve sistemin dinamiği
içindeki değerini yansıtmaz. Dahası tüm maddeler birbirleriyle eşdeğermiş gibi,
birbirleriyle toplanıp, birbirlerinden çıkartılabilirmiş gibi bir yanılsamaya
da neden olabilirler. Hasar tespiti gibi yapılan listeler, arıza yapmadığı,
yani dikkat çekmediği için listeye giremeyen faktörleri görmemizi de
engellerler.
Sistemlerde ne kadar geri bildirim (negatif-feedback)
mekanizması varsa o kadar dikkatli olunmalıdır. Pozitif feedback ve
geribildirim sayısı az olan mekanizmalar daha stabildir ve kolay
yönetilebilirler.
Simulasyonların gerçeği ne kadar iyi yansıttıkları
tartışılabilir elbette. Ama politikaları belirlemek için öneriler sunması
beklenen bir halk sağlığı uzmanı doktor, bu tür simulasyonlarla salgın
hastalıklarda hastalığın yayılma süreçlerini inceleyerek çok daha isabetli
kararlar vermeyi öğrenebilir söz gelimi.
Bir ziraat mühendisi mono kültürlerde hastalıkların ve
zararlıların yayılımını inceleyip yönetebilir. Çalışmalar ilerledikçe de
simulasyon programına giren faktörlerin sayısı ve nümerik değerleri de gittikçe
mükemmelleşerek simulasyon gittikçe gerçeğe daha da yaklaşabilir zamanla.
Einstein beynimizin algı ve değerlendirme sınırlarının
aşılabildiğini gösterdi. Aynı simulasyonla katılımcılar şimdi tekrar
karşılaşsalar, kuşkusuz sorunlara çok farklı yaklaşırlar ve muhtemelen bu sefer
daha başarılı da olabilirler.
Önemli olan hatalarımızdan öğrenip, karmaşık
sistemlerde karar verme mekanizmalarımızla ilgili çözüm geliştirme stratejileri
geliştirebilmek. Birçok uzman kendi alanı dışındaki olayları değerlendirmekte
yetersiz kalabilir ve sistemin tamamını kontrol etmekte sorun yaşayabilir. Ama
hata ve zaaflarımızın farkında olur sağlam stratejiler geliştirebilirsek
başarma şansımız artar. Gerçek hayatta bir canımız daha olmayabilir.
Her öğrendiğimizin ağır, hatta geri dönülmez bedelleri
olması gerekmez.
Oğlumun küçükken “ SimCity de yeterli başarı
gösteremeyeni muhtar bile seçmeyeceksin “ dediğini hatırlıyorum gülümseyerek. O
kadar olmasa da eğitim sistemimizde komplike sistemlerde karar verme
süreçlerimizi etkileyecek, bizleri hayata hazırlayacak eğitim modellerini de
tartışmamızın vakti gelmedi mi? Amaç çocuklarımızı sınavlara değil, hayata
hazırlamaksa...
Simulasyonlarla sadece belli bir alanda eğitim almayı
ve öğrenmeyi sağlamakla kalmayıp; karmaşık sistemleri yönetirken dikkat etmemiz
gereken tuzaklar ve akılcı yaklaşımlar konusunda da farkındalık yaratabiliriz.
Belki benzer simulasyonları eğitimimizin bir parçası
yaparak geleceğin yönetici ve sorumlu vatandaşlarını yetiştirmeye katkıda bulunabiliriz.
Belki yeni Çernobiller ve benzeri sistem kazaları da
önlenebilir ve çocuklarımıza daha yaşanılır bir dünya bırakabiliriz.
Sadece bazı uzmanların aldığı eğitimle kendi uzmanlık
alanlarıyla ilgili ama hepimizi ilgilendiren kazaları değil, tüm vatandaşların
ortak iç görüsüyle önleyebileceğimiz toplumsal sistem kazalarını da önlemek
mümkün olabilir belki böylelikle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder