5 Ocak 2014 Pazar

E = mc2



"The Time Mashine - Zaman Makinesi " ve "The War of the Worlds - Dünyalar Savaşı" adlı bilim-kurgu romanıyla meşhur olan İngiliz yazar Herbert George Wells (1866–1946), 1914 yılında yayınladığı “The World Set Free“ adlı romanında, ‘Atom bombası’ terimini ilk kez kullanarak atom bombasının yapılışını ve kullanılışını anlatmıştır şaşırtıcı bir şekilde...

Sadece 30 yıl gibi kısa bir süre sonra romanı, Hiroshima ve Nagazaki’ye atılan Atom Bombalarıyla birlikte kurgu olmaktan çıkıp korkunç bir kâbusa dönüşmüştü. Oysa George Wells bu romanını yazarken, proton, neutron, atom modeli, zincirleme reaksiyon gibi kavramlar henüz ortada yoktu. Trajik ve ironik bir bakış açısıyla Hiroshima’ya atılan atom bombasını, Einstein’ın meşhur E = mc2 formülünün kanıtlandığı ve son kuşkuların da giderildiği bir fizik deneyi olarak yorumlamak mümkün. Daha 1903 yılında Pierre Curie ve Albert Laborde’un da belirtmiş oldukları gibi, çok az miktarda bir Radyum bile sadece karanlıkta etrafını aydınlatmakla kalmayıp, aynı zamanda çevresinden her zaman bir miktar daha sıcaktı da. 10 gün boyunca yaydığı ısının, 1 gram hidrojenin yanmasına eşit olduğunu hesaplamışlardı. Radyum' un yarılanma ömrünün 1600 yıl olduğundan yola çıkarak, radyoaktif maddelerde gizli olan muazzam enerjilerin hesabını yapmak mümkündü. Antoine Becquerel, Marie ve Pierre Curie, Ernest Rutherford, Frederick Soddy (1903 - Herbert George Wells'in de yakın arkadaşı) radyoaktif maddelerdeki enerjinin kullanılabilirliğini hayal etmişlerdi hep. 1905 yılında Albert Einstein bu ünlü formülünü açıklamıştı. 1 kg maddedeki enerji, 3 milyon ton kömürden elde edilecek enerjiye eşdeğerdir. Bu Cheops piramidine eşdeğer bir kütle demektir, ya da 700 km uzunluğunda bir tren katarına yüklenebilecek kömür miktarına eşdeğerdir. Evrenin temel yapılarının bir yansıması olan bu formül, eşsiz bir sadelikte ve güzellikte evrenin şiirini yansıtmaktadır bana göre. Şimdi bu formüle bir bakalım. Işık saniyede yaklaşık 300.000 km yol alır (Vakumda, yani havasız ortamda, boşlukta). Bunun karesi 300.000 m/sn x 300.00m/sn = 90.000.000.000 m2 /sn2 eder. 1 gr. maddede bu kadar wattsaniye enerji var demektir. Ya da yuvarlak 25 milyon kilowattsaat enerji. Her ne kadar 1930'larda yıldızların merkezinde nasıl enerji açığa çıktığı bilinse de, bu koşulların yeryüzünde oluşturulması ütopikti. Olsa olsa, asla gerçekleşmeyecek hipotetik (Hipoteze dayana, teorik) bir kurguydu. Hatta Ünlü Atom fizikçi Ernest Rutherford bir röportajında kendisine sorulduğunda "Atom dönüşümü ile enerji elde edilebileceğini söyleyen yalan söylüyordur "* şeklinde bir demeci vardır. Çünkü milyarlarca atmosfer basıncı ve milyonlarca Kelvin ısıyı yeryüzünde oluşturmak, teknik olarak imkansızdı. Ve bu imkansızlık derecesi, füzyon için gereken ısı ve basınç miktarları da çekirdeklerdeki protonların aynı yükten dolayı birbirlerini itmeleri yüzünden (Coulomb bariyeri) periyodik sistemde yukarı doğru çıkıldıkça artacağından, aynı derecede yükseliyordu. Bir çok yazarın söylediği gibi bu formül sayesinde Atom Bombası icat edilmemiştir. Ama Einstein'ın dönemin Amerikan başkanı Franklin Delano Roosevelt'e yazdığı mektupla, atom bombasının geliştirilmesine olan katkısı kat kat daha fazladır. Peki ne olmuştu da, savaştan kısa süre öncesine değin, atomdan enerji elde edilemeyeceğine inanan bilim adamları fikir değiştirmişlerdi? Niçin NAZİ'lerin atom silahına kavuşmasından çekinip Amerikan başkanına mektup yazma ihtiyacı duymuşlardı? * "Anyone who looked for a source of power in the transformation of the atoms is talking moonshine“


"The Time Mashine - Zaman Makinesi " ve "The War of the Worlds - Dünyalar Savaşı" adlı bilim-kurgu romanıyla meşhur olan İngiliz yazar Herbert George Wells (1866–1946), 1914 yılında yayınladığı “The World Set Free“ adlı romanında, ‘Atom bombası’ terimini ilk kez kullanarak atom bombasının yapılışını ve kullanılışını anlatmıştır şaşırtıcı bir şekilde... Sadece 30 yıl gibi kısa bir süre sonra romanı, Hiroshima ve Nagazaki’ye atılan Atom Bombalarıyla birlikte kurgu olmaktan çıkıp korkunç bir kâbusa dönüşmüştü. Oysa George Wells bu romanını yazarken, proton, neutron, atom modeli, zincirleme reaksiyon gibi kavramlar henüz ortada yoktu. Trajik ve ironik bir bakış açısıyla Hiroshima’ya atılan atom bombasını, Einstein’ın meşhur E = mc2 formülünün kanıtlandığı ve son kuşkuların da giderildiği bir fizik deneyi olarak yorumlamak mümkün. Daha 1903 yılında Pierre Curie ve Albert Laborde’un da belirtmiş oldukları gibi, çok az miktarda bir Radyum bile sadece karanlıkta etrafını aydınlatmakla kalmayıp, aynı zamanda çevresinden her zaman bir miktar daha sıcaktı da. 10 gün boyunca yaydığı ısının, 1 gram hidrojenin yanmasına eşit olduğunu hesaplamışlardı. Radyum' un yarılanma ömrünün 1600 yıl olduğundan yola çıkarak, radyoaktif maddelerde gizli olan muazzam enerjilerin hesabını yapmak mümkündü. Antoine Becquerel, Marie ve Pierre Curie, Ernest Rutherford, Frederick Soddy (1903 - Herbert George Wells'in de yakın arkadaşı) radyoaktif maddelerdeki enerjinin kullanılabilirliğini hayal etmişlerdi hep. 1905 yılında Albert Einstein bu ünlü formülünü açıklamıştı. 1 kg maddedeki enerji, 3 milyon ton kömürden elde edilecek enerjiye eşdeğerdir. Bu Cheops piramidine eşdeğer bir kütle demektir, ya da 700 km uzunluğunda bir tren katarına yüklenebilecek kömür miktarına eşdeğerdir. Evrenin temel yapılarının bir yansıması olan bu formül, eşsiz bir sadelikte ve güzellikte evrenin şiirini yansıtmaktadır bana göre. Şimdi bu formüle bir bakalım. Işık saniyede yaklaşık 300.000 km yol alır (Vakumda, yani havasız ortamda, boşlukta). Bunun karesi 300.000 m/sn x 300.00m/sn = 90.000.000.000 m2 /sn2 eder. 1 gr. maddede bu kadar wattsaniye enerji var demektir. Ya da yuvarlak 25 milyon kilowattsaat enerji. Her ne kadar 1930'larda yıldızların merkezinde nasıl enerji açığa çıktığı bilinse de, bu koşulların yeryüzünde oluşturulması ütopikti. Olsa olsa, asla gerçekleşmeyecek hipotetik (Hipoteze dayana, teorik) bir kurguydu. Hatta Ünlü Atom fizikçi Ernest Rutherford bir röportajında kendisine sorulduğunda "Atom dönüşümü ile enerji elde edilebileceğini söyleyen yalan söylüyordur "* şeklinde bir demeci vardır. Çünkü milyarlarca atmosfer basıncı ve milyonlarca Kelvin ısıyı yeryüzünde oluşturmak, teknik olarak imkansızdı. Ve bu imkansızlık derecesi, füzyon için gereken ısı ve basınç miktarları da çekirdeklerdeki protonların aynı yükten dolayı birbirlerini itmeleri yüzünden (Coulomb bariyeri) periyodik sistemde yukarı doğru çıkıldıkça artacağından, aynı derecede yükseliyordu. Bir çok yazarın söylediği gibi bu formül sayesinde Atom Bombası icat edilmemiştir. Ama Einstein'ın dönemin Amerikan başkanı Franklin Delano Roosevelt'e yazdığı mektupla, atom bombasının geliştirilmesine olan katkısı kat kat daha fazladır. Peki ne olmuştu da, savaştan kısa süre öncesine değin, atomdan enerji elde edilemeyeceğine inanan bilim adamları fikir değiştirmişlerdi? Niçin NAZİ'lerin atom silahına kavuşmasından çekinip Amerikan başkanına mektup yazma ihtiyacı duymuşlardı? * "Anyone who looked for a source of power in the transformation of the atoms is talking moonshine“

Haberin Tamamı İçin: http://www.gazetea24.com/makale_E--mc2_161.html
GazeteA24.com
E = mc2

Haberin Tamamı İçin: http://www.gazetea24.com/makale_E--mc2_161.html
GazeteA24.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder