Hoca takımıyla aşık atmayı severmiş.
Bir gün hoca takımına yemek daveti vermiş.
( 'Takımı ' sözcüğü boşuna seçilmedi burada) Uzuuun ama dar bir masa. Sandalyelerde sıkça dizilmiş.
Masanın başına kendi oturmuş. Normal kaşık, çatal takımı varmış kendisi için.
Ama hocalara uzuun saplı tahta kaşık yaptırmış önceden.
Yakışıp ta, evirip, çevirip kaşığı, beceremeyip yemek yemeyi, aç kalsınlar, ağa da eğlensin (Nasıl bir eğlence anlayışıysa artık).
Hocalar bir süre beklemişler ellerini sürmeyip, birbirlerine bakışmışlar. Anlamışlar oyunu. Ama hiç bozuntuya vermemişler.
Biri akıl etmiş ne yapmak gerektiğini.
Uzun sapın ucundan tutmuş kaşığı, karşısındaki hocanın tabağındaki pilava uzanmış.
Sonrada ;
- " Bismillah ya hoca " deyip karşısındaki hocanın ağzına uzatmış.
Karşısındaki de aynı şeyi yapmış ve bunlar başlamışlar karınlarını doyurmaya.
Diğerleri de bunları taklit etmiş.
- " Yarabbi şükür " deyip kalkmışlar hep beraber sofradan.
Ağa da almış dersini…
Bir gün hoca takımına yemek daveti vermiş.
( 'Takımı ' sözcüğü boşuna seçilmedi burada) Uzuuun ama dar bir masa. Sandalyelerde sıkça dizilmiş.
Masanın başına kendi oturmuş. Normal kaşık, çatal takımı varmış kendisi için.
Ama hocalara uzuun saplı tahta kaşık yaptırmış önceden.
Yakışıp ta, evirip, çevirip kaşığı, beceremeyip yemek yemeyi, aç kalsınlar, ağa da eğlensin (Nasıl bir eğlence anlayışıysa artık).
Hocalar bir süre beklemişler ellerini sürmeyip, birbirlerine bakışmışlar. Anlamışlar oyunu. Ama hiç bozuntuya vermemişler.
Biri akıl etmiş ne yapmak gerektiğini.
Uzun sapın ucundan tutmuş kaşığı, karşısındaki hocanın tabağındaki pilava uzanmış.
Sonrada ;
- " Bismillah ya hoca " deyip karşısındaki hocanın ağzına uzatmış.
Karşısındaki de aynı şeyi yapmış ve bunlar başlamışlar karınlarını doyurmaya.
Diğerleri de bunları taklit etmiş.
- " Yarabbi şükür " deyip kalkmışlar hep beraber sofradan.
Ağa da almış dersini…
Ben bu hikayeden şu sonuçları çıkardım;
1- Takım oyunu böyle bir şeydir. Evlilik gibi: Bencilliğin bitip, sencilliğin başladığı yerdir. Yani herkes karşılıklı birbirini doyurur.
2- Hemen panik yapıp tepki vermemek, zaaf göstermemek gerekir.
3- Şikayetleneceğine, bahane üreteceğine aynı sürede, aynı enerjiyle çözüm üretmeye çalış.
" Karanlığa küfredeceğine bir mum yak " - Konfiçyus)
4- Çözüm için beyinleri seri-paralel bağla, herkes çözüm üretmeye çalışsın. Asla pes etme.
5- Çoğunluğun zekası (Hoca takımının) bireylerin zekasından (Ağa) her zaman fazladır.
6- Çözümü takımdan birisinin bulması yeterlidir. Takım arkadaşlarını iyi dinle, iletişim içinde ol. Çözüm üreten arkadaşını asla yalnız bırakma yeter. Takımdaki birinin sorunu herkesin sorunu olsun.
7- Hoca takımıyla asla aşık atılmaz!
Eğitilmiş insanlar birbirini yemez, yenecek yemek
varsa sofrada, bencillik yapıp hep beraber aç kalacaklarına, takım oyunu
oynayarak hep beraber yerler. Yemeği de, fikirlerini de paylaşırlar.
Fikirler paylaştıkça çoğalır.
Atom parçalanması gibi zincirleme reaksiyonlara neden olur. Aritmetik değil logaritmik artar. Yani bereketi içindedir, herkese yeter.
Fikirlerin enerjisi vardır, Duygular bulaşır. Her ikiside paylaşılır, dertler azalır, mutluluklar çoğalır.
(Bertrold Brecht' in japonların no tiyatrosundaki japon fable'ı " taniko " dan esinlenerek yazdığı "Evet deyici " - ( Der Ja sager) ve "Hayır deyici " si - (Der Nein sager) gibi..)
Başka yorumu olanlar ?
Farklı yorumu olanlar?
Fikirler paylaştıkça çoğalır.
Atom parçalanması gibi zincirleme reaksiyonlara neden olur. Aritmetik değil logaritmik artar. Yani bereketi içindedir, herkese yeter.
Fikirlerin enerjisi vardır, Duygular bulaşır. Her ikiside paylaşılır, dertler azalır, mutluluklar çoğalır.
(Bertrold Brecht' in japonların no tiyatrosundaki japon fable'ı " taniko " dan esinlenerek yazdığı "Evet deyici " - ( Der Ja sager) ve "Hayır deyici " si - (Der Nein sager) gibi..)
Başka yorumu olanlar ?
Farklı yorumu olanlar?
Ya da hikaye için farklı bir sonuç düşünebilenler
hikayeyi tekrar yazabilirler.
- Davete icabet edilmeyebilinirdi. Yani kimse ağanın davetine gitmezdi. Öyle ya, ağanın huyunu biliyorsanız. Herhalde ilk değildir.
- Tabağını kapan başka yere geçerdi. Hem yemeğini yer, hem de ağayı masada yalnız bırakabilirlerdi.
- Toplu halde daveti terkedip protesto edebilirlerdi.
- Kaşığın sapını kırıp yerlerdi. Kimse kimseye kaşık uzatmak zorunda kalmazdı.
- Ezop' un tilkiyle leylek fable'ında olduğu gibi karşı bir davetle mukabele de edebilirlerdi.
- Davete icabet edilmeyebilinirdi. Yani kimse ağanın davetine gitmezdi. Öyle ya, ağanın huyunu biliyorsanız. Herhalde ilk değildir.
- Tabağını kapan başka yere geçerdi. Hem yemeğini yer, hem de ağayı masada yalnız bırakabilirlerdi.
- Toplu halde daveti terkedip protesto edebilirlerdi.
- Kaşığın sapını kırıp yerlerdi. Kimse kimseye kaşık uzatmak zorunda kalmazdı.
- Ezop' un tilkiyle leylek fable'ında olduğu gibi karşı bir davetle mukabele de edebilirlerdi.
Hemen aklıma geliverenler. Uzatmak mümkün. Alternatif
çok.
Ama çözüm her zamanki gibi olası seçeneklerin en mümkününde
Ama çözüm her zamanki gibi olası seçeneklerin en mümkününde
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder