5 Ocak 2014 Pazar

Bonsai




İçindeki potansiyelin tam olarak ortaya çıkması ve serpilmesi, kendini gerçekleştirebilmesi için benzer şekilde bilgi, beceri, emek, özen, sabır ve sevgiyi göstermezsek İnsanoğlu bonsai oluyor.
Çin de Han hanedanlığı döneminde (MS:206-220) sarayda süs amaçlı olarak gölüyle, sahiliyle ve içinde adalarıyla, dağ ve bayırlarıyla, Ve elbette ağaçlarıyla minyatür bir doğa manzarası oluşturulurdu saray bahçesinde. Bu dönemlerde büyükçe saksılarda 1-2 metrelik ağaçlar yetiştirmeyi başarmışlardı saray bahçevanları. O dönemin söylencelerine göre Jiang-Feng adında bir büyücünün geniş arazileri dağıyla tepesiyle, gölüyle adasıyla, insanıyla hayvanıyla küçültüp bir tepsiye sığdırabildiği söylenirdi... İşte bu dönemlerde penjing sanatı gelişmiş olmalı.

Çince “pénjing” (Tepside Manzara) Çin’de süs amacıyla ağaçları küçük boyutlarda yetiştirme sanatı olarak gelişmiş. 7-9 yüzyıllarda Japonya ya gelmiş olan bu sanat, Japonca " bon " saksı, tepsi, ve " sai " bitki anlamına gelen kelimelerin bileşimiyle günümüzde dünyada " Bonsai " olarak anılmaktadır.

Bonsai'yi kısaca " Kendine has teknikleri ile saksı içerisindeki bitkinin budanması ve bodurlaştırılarak yetiştirilmesi sanatıdır " diye tanımlayabiliriz.

Tohumdan, çelikten geliştirebileceğiniz gibi doğada serbet yetişen ağaçları da devşirip ' Bonsai ' yapmak mümkün. Buna yamadori diyorlar. ( " yama " dağ, tepe, yamaç; Fujiyama yanardağ gibi. " dori " yol, Hani döğüş sporu Ju-Do daki do gibi.)
Yani kısaca dağ yada tepelerde doğal olarak yetişen 10 yıllık, hatta 1000 yıllık bodur ağaçları köklerine zarar vermeden saksıya aktarıp, saksıda yapılan budama ve şekillendirmeyle bonsai haline getirmek.

Doğadan aktarma yöntemiyle, yani yamadori yaparak bonsai yetiştirmekte genelde zaman kazanmak amaçlanır. Genelde genç ağaçlar alınır ve bu süre birkaç yıldır.

Doğada kendi haline bırakıldığında özgürce yetişecek, serpilecek bir ağacı minyatürleştirmek bilgi, beceri, emek, özen ve sabır istiyor. Doğadaki haline benzer ve yaşlı görünümünde, belli akım ve felsefelere göre şekillendirilmiş Bonsai’ler var.

Bonsai konusu her ne kadar ilginç olsa da, bana çarpıcı gelen ise bu sanatın tarihi, felsefesi, incelikleri vs. değil.

Başka bir bakış açısıyla bakalım;
Bonsai yetiştirmek aslında bitkiyi yaşamla ölüm sınırı arasında tutarak büyütmeden cüce bırakma sanatıdır. Bu anlamda kendi haline bırakıp büyütürseniz, eğitmezsenizbeyni cüce kalıyor.
İçindeki potansiyelin tam olarak ortaya çıkması ve serpilmesi, kendini gerçekleştirebilmesi için benzer şekilde bilgi, beceri, emek, özen, sabır ve sevgiyi göstermezsek insanoğlu bonsai oluyor.

İnsanın bonsai olması hoş değil. Bonsai yetiştirir gibi dikkat ve emekle insanlar bonsai olmaktan kurtulabiliyor.

Çocuk büyütmekle yetiştirmek arasındaki fark.

Sevgiyle, emekle, eğitimle ise harika bir insan gelişiyor, serpiliyor.





Carlo Collodi ' Pinokyo ' adlı eserinde sevgi ve emekle nasıl bir odun parçasından bir insanın ortaya çıktığını sembolik bir dille anlatır aslında... Gepetto usta bonzaiden insan yapar adeta...

Bonsaileri görünce çocuklarımızı düşünüp farklı hayaller kuruyorum kendi adıma.

Çocuklarımızı sadece sınavlara hazırlamak yerine hayata hazırlayacak, içlerindeki potansiyelin en üst düzeyde ortaya çıkmasını sağlayacak, sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirmekle ilgili.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder