7 Ocak 2014 Salı

Aile hekimliğinde iş yükü ve iş yükü maliyetleri nedir ?






Fıkra bu ya,  gemiden inen hayvanlar Hz. Nuh a gelip şikayetlenmişler.
- Züreffa: " Ön ayaklarım o kadar uzun ki, onları ayırıp eğilmezsem su bile içemiyorum "

 Hz. Nuh sabırla ikna etmeye çalışmış " Bak " demiş " Senin kısmetin yüksek dallarda, Bacaklarını kısaltırsak yetişemezsin. Diğer hayvanlarla aynı dallara ulaşıp o seviyeyi paylaşırsan işin zorlaşır. Razı mısın? "





Gergedan gelmiş: " Burnumun ucunda bir boynuz. Şaşı olacağım "  

Hz. Nuh: " Düşmanlarından kendini nasıl koruyacaksın, daha uygun bir yerin var mı? Herşeyin bir bedeli var "





Akşam olmuş, en sona tavuk kalmış;

- " Bak " demiş, " Bu yumurtayı ben yumurtluyorum "

- " Eee " Demiş Hz. Nuh. Herhalde akşam poliklinikten çıktıktan sonra Aile Hekimlerinin ruh haliden daha bitkin bir şekilde.
- " Ne olmuş ? "

- Tavuk: " Ya bu yumurtayı biraz küçült, ya da benim arkayı biraz büyült. Her gün, her gün ...".



5 yıldır dilimizde tüy bitti. " Gelin şu iş yükü ve iş maliyeti analizlerini yapalım, rakamlarla konuşalım " diye.



Mesai 8 saat, istediğiniz her şey, kahve molası dahil, hastaları eğitmek, AHBS nin reel çalışma süreleri vs. dahil, aydınlatılmış onam almak dahil, her bir işlemin kronometreyle ortalama süresini çıkartalım. Bu arada maliyet analizleri de çıkar aynı anda... Ev ziyeretleri, mobil dahil....

ASE ler için de benzer çalışmalar aynı anda yapılmalı.

Bunlar aslında basit kalite yönetimi çalışmalarıdır. (TQM - Total Quality Management - Toplam Kalite Yönetimi)

Bakanlığa, hastalara, basına ve mahkemelere karşı rakamlarla konuşursunuz. Kanıta dayalı tıp yanısıra, kanıta dayalı hukuk arayışı olurdu hem.....

Denizlide bir toplantıda sayın Hamza Gemici ye bunları ilettiğimde, böyle bir çalışma başlattıklarını bile söylemişti....

Şimdi geldiğimiz nokta, bunun Üniversiteler gibi resmi kurumlarca planlanıp, yapılması ve raporlanması gerektiği...

Bekleyiş devam ediyor.....

Sınıfta kalmamızın nedeni, üstümüze düşen ev ödevlerini zamanında yapmıyor oluşumuz. Sonuç alamayınca da kızıp, küsüyoruz. İşleri bazen başkalarına havale edip gönül rahatlığı ve huzuru içinde bekliyor, daha sonra da veryansın ediyoruz.

Bilimsel araştırmalar... Teşhis ve Tedavi Kılavuzları geliştirmeler..... Başkaları mı yapacak..... Uzmanlık dernekleri mesela.... TAHUD?


Ev ödevlerini organize olup yapması gerekenler savsaklıyor ve biz karamsarlaşıyoruz.  


Hatta bu arada bir de stress ölçeği kullanalım hekimlere ve ASE lere.

Hekimler ne kadar mutlu, durumlarından memnun..... Hatta bunu  diğer meslek grupları için de planlayıp, puanlayalım ve her sene 14 mart ta basına açıklayıp, sitelerimizde ve dergilerimizde yayınlayalım.

Bu öneriler ne zamandır var. Hala yapacağız. Hele bunları bir gerçekleştirebilelim, yeni önerilerimi o zaman yapacağım artık.

Bu rakamlarla yeni simülasyon programları yazar, herkesin kapasite çerçevesinde simcare oynamasına olanak sağlamış oluruz. Hatta ekstrapolasyonlar yapılabilir. Elimizde parametrelerimiz olur....

Yumurta daha da büyürse ne olur 'u da görürüz, olası en büyük yumurtanın  sürekli yumurtlanma olasılığını da....

 Görünen o ki AHEF in diğer Aile Hekimleri Derneklerini de bünyesine katıp TAHEF olmasına, belki bu arada toplu sözleşmelerde taraf kabul edilip, ODA işlevlerini de üstlenmesine yarayacak adımların atılabilmesi için 9 ay kadar daha dişimizi sıkmak zorunda kalacağız..
.

Her yönetmelik değişikliğinde eleştirip, dava açmak zorunda kalınması ayrı bir konu.

Biz ne istediğimizi biliyor muyuz?

Ben hukuk cahiliyim. Ama herhalde bu işlere aklı eren arkadaşların bir vizyon çerçevesinde bilgi, beceri ve yeteneklerini birleştirip, " Biz işte böyle çalışıp hizmet vermek, onun için de böyle kanun (Pilot değil artık), böyle yönetmelik, böyle tüzük istiyoruz " diyebilmemiz lazım.

İşin bu teknik kısmı hariç, üzerinde hepimizin uzlaşabileceği vizyon ne olabilir?


Biz ne istiyoruz?

Simcare  de durumumuz ne olmalı, gelin birer senaryo ve simülasyon oyunu da bizler hep birlikte yazalım.


Mevcut durumun analizi, istediğimiz olası ve mümkün vizyon belli olmadan, buradan oraya gidecek ne birlikteliği ve enrjiyi, ne gerekli stratejiyi, ne de gerekli taktikleri saptayamayız. 


Bireysel olarak değil, kurumsal olarak hareket etmemiz gerek. İyi bir orkestra şefi olmaksızın organize olamayız, her ses tek başına zamansız ve çatlak çıkar. Solo çalacaklar bile orkestra şefine ve koreografiye uymak zorunda.....


Standartları biz koymalı saygınlığımızı biz sağlamak zorundayız.



Simulasyonlar ve oyunlar sanal olsa da, hayat, bizler, sorunlarımız sanal değil.


Bu saydıklarımı yapmak ciddi bir iştir.


Saygılarımla.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder